Written by 06:00 Çeviri

Makinedeki Hayalet İşçiler – I

Nezih Kavaklı çevirdi.

Miriam Shestack, geçtiğimiz gün Jacobin’de Mary L. Gray and Siddharth Suri’nin 2019 yılında yayımlanan Ghost Work: How to Stop Silicon Valley from Building a New Global Underclass kitabının incelemesini kaleme aldı. Türkçe literatürde henüz yer bulmamış olan ve gig ekonomisine farklı bir boyut katan “hayalet iş” kavramını tartışan The Ghost Workers in the Machine başlıklı bu eleştiriyi Nezih Kavaklı iki bölüm halinde Türkçeleştirdi.


Sıradan bir Uber yolculuğu hayal edin. Bir sürücü uygulamaya girer ve kuyrukta yolcuların belirmesini bekler. Yakındaki bir yolcu uygulamayı açar ve yaklaşan araçlarda sürücünün adını ve fotoğrafını görür. Sürücü ve yolcu arasında, her ikisi için de görünmez olan başka bir çalışan müdahale eder.

Uygulamada sürücüler düzensiz aralıklarla fotoğraflarını çekmek zorundadır, böylece yüz tanıma yazılımı fotoğrafın hesapla eşleşip eşleşmediğine karar verir. Her 100 görüntüden birinde yeni kesilmiş sakallar ya da çift güneş gözlüğü yazılımın kafasını karıştırabilir. Bu selfie’ler, iki fotoğrafın da aynı kişiye ait olduğunu belirlemek zorunda olan çalışanlara yönlendirilir.

Fotoğraflar saniyeler içinde -bir yolcunun sürücüsünü bulup araca binmesinden daha uzun değil- bir çalışanın mutfak masasında otururken birkaç sent ücret karşılığında onları değerlendirmesi için Hindistan’daki teknoloji merkezi Bengalor’a gönderilir. Sürücü ve yolcu buluştuğunda o yolculuğun dünya çapında üçüncü bir kişinin eş zamanlı çalışması sayesinde gerçekleşeceğinden habersizdir.

Mikro-görevleri tamamlayan işçiler, onları talep eden insanlar ve şirketlere sadece bir dizi sayı ve harf olarak görünürler.

Amazon, Google, Microsoft ve Uber gibi teknoloji devleri ancak aşırı derecede düşük gelir ve küçük güvencelerle çalışan bu işçilerin çabaları sayesinde sorunsuz bir şekilde çalışabilir. Bu işçiler “Ghost Work: How to Stop Silicon Valley from Building a New Global Underclass” (Hayalet İş: Silikon Vadisinin Yeni Bir Sınıfaltı Yaratması Nasıl Durdurulur) kitabının konusunu oluşturuyor. Yazarlar Mary L. Gray ve Siddarth Suri, sırayla bir antropolog ve bilgisayar bilimci, teknoloji endüstrisini perde arkasından destekleyen geniş küresel işgücünün canlı ve çoğu zaman yıkıcı bir resmini çiziyorlar.

Gray ve Suri’nin profilini çizdiği hayalet işçiler en büyük isteğe bağlı işgücü havuzlarına sahip olan ülkelerde, Hindistan’da ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşıyorlar. Çeşitli (ve genellikle oldukça yüksek) eğitim düzeylerindeler ve farklı sebeplerden isteğe bağlı iş arıyorlar. Bazıları tam zamanlı bakıcılar ve evdeki masraflarını ikame edecek düzenli bir gelire ihtiyaçları var. Bazıları, evlerinin dışında iş aramaması beklenen kadınlar. Bazıları geleneksel ofis işlerinde yer bulma umudu olmayan engelli insanlar. Ancak hepsinden öte, isteğe bağlı işgücüne katılım; makul yüksek ücretli alternatiflerinin yokluğuna kıyasla sözde faydaları hakkında daha az şey söylüyor.

Bir Mikro-Görev Ordusu

Hayalet işler küresel, ademi-merkezi ve görece yeni olduğu için kaç kişinin bunu yaptığı açık değil. Pew Research Center’ın 2016 yılından bir raporuna göre 20 milyon Amerikalı yetişkin önceki yıl içerisinde hayalet işlerden bir miktar para kazanmıştı. Hayalet işçiler teknolojideki bütün büyük isimlerin ve pek çok küçük ismin arkasındalar, ama bütün bu işlerin yapıldığı sistemler düşük bir profil sergiliyor. Google’dan Facebook’a, Amazon’a bütün büyük teknoloji şirketleri “insan sayma” ihtiyacını karşılamak için kendi iç sistemini kuruyor.

Örneğin Microsoft’un iç Universal Human Relevance System’i hesapta belirgin bir şekilde görünüyor. Crowdflower gibi küçüklü büyüklü birçok şirket ise bu işi üçüncü taraf platformlar aracılığıyla sağlıyor. Amazon Mechanical Turk gibi platformlar da bireyler dâhil herkese işçilerin tamamlaması için görevler paylaşmaya izin veriyor.

Kitabın yazarları, işçilerin oturma odası koltuğunda ya da yatak odasındaki çalışma ortamında samimi bir portresini çiziyorlar. Bu, kitabın yazıldığı 2019 yılına göre pek çok kişi için artık daha tanıdık. Hayalet işçiler mikro-görevleri yapmak için ücret alan, hazır bir insan ordusu. Videolara altyazı eklemek, müşteri taleplerini yanıtlamak, yazım kontrolü ve içerik denetleme gibi işlerin her biri yalnızca birkaç saniyede tamamlanıyor ve yalnızca birkaç sent kazandırıyor. Kitapta anlatılan bir işçinin, görevi Twitter ve Match.com’daki “saldırgan” içerikleri filtrelemek olan Joan’ın ifadesiyle “çük resimleri için dolar” alıyorlar. Joan günde ortalama 10 saatlik çalışmayı bir araya getiriyor ve gün boyunca yaklaşık 40 dolar kazanıyor. Onun gibi çalışanlar sayesinde Google aramaları ilgili sonuçlara yönlendiriliyor ve onlar sayesinde sosyal medya akışı küfürle dolu değil.

Makine öğrenimi (machine-learning) modelleri de gig çalışanları tarafından öğretiliyor. Çalışanlar, yapay zekayı geliştirmek ya da kurmak için öğrenim veritabanı oluşturmak amacıyla sözcükleri ve görüntüleri etiketlerler. Diğer zamanlarda, özel olarak zorlayıcı olan Uber sürücü doğrulama görüntüsünde olduğu gibi, insanlar makinelerin mevcut kapasitesinin ötesinde olan işleri tamamlamak için otomatikleşmiş bir sürece atlarlar.

Bu ikinci senaryo Gray ve Suri’nin “otomasyonun son raddesi paradoksu” (paradox of automation’s last mile) olarak tanımladığı, kitabın önemli bir başlığına tekabül ediyor. Paradoks, otomasyonun en ileri aşamasında -o sırada ne olursa olsun- teknolojinin hedefin bir adım gerisinde kalacağını ve yolculuğun son raddesini tamamlamak için insanlara ihtiyaç duyacağını savunuyor. Fotoğraf etiketleyicilerin, yazım denetleyicilerin ve moderatörlerin çalışması, teknolojiyi, böyle bir desteğe ihtiyaç kalmayacak şekilde geliştirmeye çalışıyor. Fakat otomasyon gelişmeyi sürdürdükçe hedefleri de büyüyor. Yeni hedefler, yolculuğun son raddesini, yolun biraz daha ilerisine itiyor ve tam sınırda, insanların karar vermesine yönelik bir ihtiyaç doğuruyor.

Mikro-görevler işçilere, teknoloji geliştiricilerinin onlarla iletişim kurmasına olanak tanıyan uygulama program arayüzü üzerinden geliyor. Tasarım, amacı doğrultusunda bir perde çekiyor ve kişiliksizleştiriyor.

Hayalet iş platformları, büyük teknolojinin en kötücül yalanlarından birinin arkasında geliştiricilere ve tüketicilere hizmet ulaştırır: “bir gün bu teknoloji işçilerin yerini tamamen alabilir.”

Mikro-görevleri tamamlayan işçiler, onları talep eden insanlar ve şirketlere sadece bir dizi sayı ve harf olarak görünürler. Bu soyutlama, hayalet işçilerin sömürüsünü ağırlaştırmaktadır. Hayalet iş platformları, büyük teknolojinin en kötücül yalanlarından birinin arkasında geliştiricilere ve tüketicilere hizmet ulaştırır: bir gün bu teknoloji işçilerin yerini tamamen alabilir.

Gray ve Suri isteğe bağlı platformlarda istihdam ilişkisinin soyutlanmasıyla kendilerini yanlış yönlendirmiş görünüyorlar. Teknoloji platformları tarafından yönetilen isteğe bağlı işin temelden yeni bir iş ilişkisi yarattığını öne sürüyorlar. Ancak bu akıl yürütme, dolaylı olarak teknoloji devlerini kancadan kurtarıyor, bu şirketlerin kılık değiştirmiş eski moda patronlar yerine inovatif platformlar olarak kabul ediyor.

Bu bağlamda işçiler sayıya dönüşüyor ve onları istihdam eden kişiler ya da şirketler “talep edenler” oluyor. Ama büyük platformlar, açıkça işçilerden talepte bulunanların safında, patron olmayı sürdürüyor, yani nötr bir taraf değil. Patronlar yine işe alır ama hayalet işçiler çalışan olmanın ayrıcalıklarını elde etmezler; çünkü çalışan olarak sayılmazlar ve çalışanlara asgari ücret ödenmez. Platformları nasıl kullanacaklarını öğrenirken ya da iş ararken geçirdikleri zaman tazmin edilmez ve çalışmalarından hiçbir yan kazanç elde etmezler.

Çevirinin devamını okumak için tıklayınız.

(Visited 909 times, 1 visits today)
Close