Written by 00:14 Makaleler

Re Re Re Ra Ra Ra Prens Selman Çok Yaşa (!)

Tarık İzibüyük yazdı.

Futbol politik bir oyundur. Port Said’te sahaya inen ultralar, Taçsız Kral Metin Oktay’ın attığı imzalar, TOMA’lara karşı yapılan POMA’lar, Madrid derbisinde “La capital es rojiblanca”[1] sloganları, yayın hakları iki milyar sterline satılan Premier Ligler… Gören gözler için nice ibretler taşır. Bu örnek serimlemesinden anlaşılabileceği gibi, 22 kişinin 90 dakika topu kovaladığı, sonunda da Almanların kazandığı bu oyunun politik niteliği izahtan vareste bir meseledir.

Geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan başkenti Riyad’da oynanması planlanan Türkiye Futbol Ligi Süper Kupası maçı öncesinde ve sonrasında yaşanan olaylar da bu gerçeği tekrar gözler önüne serdi. Suudi yetkililerin stadyumda İstiklal Marşı’nın okunmasına ve Atatürk resimlerine izin vermeyeceğine ilişkin haberlerin çıkmasının ardından Fenerbahçe ve Galatasaray oyuncuları sahaya çıkmayıp “vatan, millet, adapazarı” nidaları eşliğinde memlekete geri döndüler.[2] Türkiye Futbol Federasyonu da “organizasyondaki bazı aksaklıklar nedeniyle” karşılaşmanın ileri bir tarihe ertelendiğini duyurdu.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Habertürk Canlı Yayınında

Suudi Arabistan Krallığı son yıllarda spor alanında, özellikle de futbol konusunda, gündemi sık sık meşgul eder oldu. Astronomik ücretlerle yapılan transferlerden diğer ülkelerin süper kupa organizasyonlarına, Premier Lig’in saksağanları Newcastle United’ı satın almaktan FIFA Dünya Kupası ev sahipliğine aday olmaya kadar geniş bir gündemden bahsediyoruz. Krallık’ın futbol gündemi elbette yalnızca büyük yatırımlardan oluşmuyor. Bundan birkaç ay önce uluslararası haber ajanslarının geçtiği bir gelişme hem söz konusu gündeme yeni bir başlık ekliyor hem de futbolun politik doğasını temsil eden yeni bir örnek sunuyordu. Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu’na ait El-İttihat takımı, Asya Şampiyonlar Ligi karşılaşması için gittiği İran’daki stadyumda, ABD tarafından öldürülen Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani’nin heykelinin olduğunu görüyor ve maça çıkmayı reddediyordu.[3] “Sporun siyasetle ne ilgisi var”, diye mi sormuştunuz?

Takvimler 2018’i gösterdiğinde Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da öldürülmesini, suikastçileri taşıyan Alpha Star Havayollarının uçağını ve ABD Başkan Adayı Joe Biden’ın bu suikastın azmettiricisi olan Suudi Arabistan Krallığı Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ı parya haline getireceği sözlerini konuşuyorduk.[4] Bandı ileri sarıp günümüze geldiğimizde Cemal Kaşıkçı suikastini dünyaya duyuran ülkenin süper kupasının Riyad’da oynanmasını, Alpha Star’ın kardeş firmasının taşıdığı Newcastle United oyuncularını ve Suudi Krallığının de facto yöneticisi “vizyoner” Prens Selman’ın ABD Başkanı Biden ile yumruk selamını konuşuyoruz. Bu uzun girizgâhtan anlaşılacağı üzere bu yazımızda Suudi Arabistan’ın dış politikasını ve bunun tamamlayıcı unsuru olarak spor diplomasisini inceleyeceğiz.

Bunu mu Demek İstediniz? Sporla aklama”

2021 yılının başlarından itibaren Suudi Arabistan spor alanında 6,3 milyar dolarlık yatırım yaptı. Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu şeffaf bir yapıda olmadığı için 6,3 milyar doların minimum bir tahmin olduğunu belirtmemiz gerekiyor.[5] Sadece 2022 yılında e-spor alanı için yapılan yatırım[6] Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığının 2024 yılı için öngörülen bütçesinin neredeyse iki katı.[7] Bahsi geçen 10 haneli rakamlarla gerçekleştirilen yatırımın büyüklüğü ve çeşitliliği sporla aklama (sportswashing) kavramıyla ilişkilendiriliyor. Sporla aklama, insan hakları konusunda kötü bir geçmişe sahip olan aktörlerin spor aracılığı ile uluslararası kamuoyundaki itibarlarını artırma, kötü imajlarını rehabilite etme çabaları için kullanılan bir kavram.[8] Sporla aklama kavramı ilk olarak 2015 yılında Azerbaycan’ın Avrupa Oyunlarına ev sahipliği yapmasıyla kullanılmaya başlandı. Ardından Uluslararası Otomobil Federasyonu’nun düzenlediği F1 yarışlarına ev sahipliği yapan petrol zengini ülkeler üzerinden bu literatür genişledi ve 21. yüzyılda otoriter kapitalizmin yükselişi üzerine yakılan ağıtlar göğe yükseldi.

Sporla aklama, insan hakları konusunda kötü bir geçmişe sahip olan aktörlerin spor aracılığı ile uluslararası kamuoyundaki itibarlarını artırma, kötü imajlarını rehabilite etme çabaları için kullanılan bir kavram.

Hepimiz liberalizmin amentüsünü biliyoruz: “Liberal demokrasinin olmadığı yerde kapitalizm gelişemez”. Bu durumda liberal demokratik değerlere sahip olmayan ülkelerin uluslararası iş birliğinin sembolü olan yerlerde boy göstermesi şeytan ayetleridir. Bunlar -haşa- yumuşak güç kazanmak için yapılan stratejiler olamaz. Lakin liberal demokratik değerlere sahip bir ülkeyseniz tabii ki durum değişir. Mesela Güney Kore olsanız, ülkenizde silahlı kuvvet mensupları eşcinsel oldukları için hapis cezası alabilirler[9] ama pop müziğinizi ve sinemanızı dış politikada araçsallaştırmanız dünyada yumuşak güç kullanımı konusunda ders olarak okutulabilir. Hatta İsrail örneğinde olduğu gibi soykırımın onurlu hiçbir tarafı olmamasına rağmen Orta Doğu’nun en renkli onur yürüyüşüne ev sahipliği yapmanız size Filistinli insanların yaşama hakkını gasp ederken yumuşak güç kavramının yaygın tanımında kullanıldığı gibi “uluslararası toplumun davranışlarını etkileyebilme kabiliyeti” bahşeder. Piyasalardan oluşan, yalnızca fiyatların kontrol ettiği bir ekonomik sistemde, sınırda vurulan Yemenli göçmenlerin, özgürlükleri ellerinden alınan LGBTQ+ bireylerin, çocuk olduğunu kavrayamadan ölen çocukların ve tabii ki de muhalif birkaç çapulcunun ifade özgürlüğünün değeri herhangi bir arz-talep tablosunda görülemez. Polanyi’nin dediği gibi piyasa toplumuna yöneltilmesi gereken eleştiri, toplumun iktisada dayanmış olması değil iktisadın kişisel çıkara dayatılmış olmasıdır.[10] Bu yozluk 21. yüzyılda icat edilmedi. Daşav kampında fırınlar yakılmadan çok kısa bir zaman önce Berlin’de düzenlenen 1936 Yaz Olimpiyatları’ndan sonra New York Times gazetesi Reich’tan övgüyle bahsetmemiş miydi?[11] Ya da Augusto Pinochet Şili’de futbol stadyumlarında insanları katlederken yanında bulunan neo-liberalizmin peygamberi Milton Friedman değil de başka biri miydi? Demem o ki; sporla aklama kavramıyla aklanan tek şey kapitalizmin toplumu yozlaştırmasından başka bir şey değil. Suudi Arabistan’ın da bu yöndeki politikaları için sporla aklama açıklaması lafügüzaftan öte bir şey olmayacaktır. Suudilerin dış politika yaklaşımlarına baktığımızda itibar rehabilitasyonu öncelikli bir mesele olmamakla birlikte belki uzun vadeli bir hedef olabilir. Bundan mütevellit yazımızın bu kısmında Suudi Arabistan’ın dış politika projeksiyonuna değineceğiz.

Polanyi’nin dediği gibi piyasa toplumuna yöneltilmesi gereken eleştiri, toplumun iktisada dayanmış olması değil iktisadın kişisel çıkara dayatılmış olmasıdır.

Yaprak Döker Bir Yanımız, Bir Yanımız Arap Baharı

2010 senesinin sonlarında Muhammed Bouazizi isimli işportacı kendini yakarak sadece zabıtaların değil, Orta Doğu’daki tiranların en büyük kabusunun fitilini ateşledi. Diktatörlüklere ve ayrıcalıklara karşı yıllarca yürütülen mücadelenin birikimi dalgalar halinde bölgede yayıldı.[12] Böyle bir siyasi iklimin etkilerinin devam ettiği zamanlarda Suudi Arabistan Kralı Abdullah öldü ve 2015 yılında yerine kardeşi Kral Selman bin Abdulaziz geçti. Yeni kral ülkenin savunma bakanlığı koltuğuna da oğlu Muhammed bin Selman’ı oturttu. İlk icraatları ise Yemen İç Savaşı’na askeri müdahalede bulunmak oldu. Prens Selman’ın bakanlığa geldiği sene Suudi Arabistan, Hindistan’ı geçerek dünya silah ithalatının %11,89’unu gerçekleştirdi ve küresel ölçekte en çok silah ithal eden ülke oldu. 2019 yılına kadar bu aslan paylarını %12,61’e çıkartarak liderliklerini korudular.[13] Bu mütevazı körfez krallığı için az önce bahsi geçen isyan dalgalarından kaçınmak bir öncelik değildi. Onlar için ulusal güvenliklerine tehdit olarak niteledikleri meselelerde kullanmak ve dış politikadaki hedeflerini gerçekleştirmek için askeri müdahale bir enstrüman olarak hazır kıta şeklinde bekliyordu.[14] Zaten halihazırda sahip olunan petrol kaynakları 1970’li yıllardan itibaren Suudi Arabistan’ı önemli bir aktör olarak ortaya çıkartmaya başladı. Lakin günümüzde Riyad petrol ihracatının sadece %15’ini  ABD’ye ve Avrupa Birliği’ne yaparken petrol gelirinin %50’sini Çin’in ve Hindistan’ın da içinde bulunduğu Doğu ülkelerinden kazanmaktadır.[15] Doğu’dan kazandıkları ile Batı’dan güvenlik satın alan ülke, değişen güç dengelerinde jeo-ekonomik ağırlığını ortaya koyarak önemli bir aktör olduğunu kanıtlamaya çalışmaktadır.

Değişim zaruriyeti ülkenin hem iç hem de dış politikalarına “Suudi Arabistan 2030 Vizyonu” adı altında Prens Selman’ın imzası ile yansıdı.

Prens Muhammed bin Selman 2017 yılında veliaht prens olarak ilan edildi. 5 yıl sonra ise artık ülkenin savunma bakanı değil başbakanı olarak atanmıştı. İktidar basamaklarını hızla tırmanan, Cemal Kaşıkçı’nın ölüm emrini veren prensimiz, artık ülkenin de facto yöneticisi olarak anılmaya başlandı. Bir fosil yakıt olan petrolün geleceğinin belirsizliği ve Amerika ile olan ilişkilerinde onlara yeterli ayrıcalığı sağlayamayan petrol ihracat hacminin yetersizliğini kavramış olan Prens Selman bu doğrultuda adımlar attı. Bu değişim zaruriyeti ülkenin hem iç hem de dış politikalarına “Suudi Arabistan 2030 Vizyonu” adı altında Prens Selman’ın imzası ile yansıdı. Krallığın 2030 vizyonunun 3 ana hedefi bulunuyor: Arap ve Müslüman dünyanın kalbi olmak, küresel bir yatırım merkezi olmak ve Asya- Avrupa-Afrika kıtalarını birbirine bağlayan kilit bir bölgeye dönüşmek.[16] Bizim yazımızın da konusu olan mesele de bu son iki hedefin kesişiminde yer alıyor.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Kral Selman bin Abdülaziz

Suudi Arabistan ekonomisinin ana motorunu oluşturan petrol hem ekonomik hem de politik olarak güçlü bir hammadde olmasına rağmen tek emtia üzerinden şekillenen bir ekonominin 2030 hedeflerinin gerçekleştirmesi mümkün olamazdı. Bu yüzden yenilenebilir enerji üretmek, çok uluslu şirketler için hem üretim hem de lojistik merkezi olmak, küresel ölçekte kritik bir sermaye yatırımcısı olmak ve yabancı yatırım çekmek Selman’ın vizyonu için hayati öneme sahipti. Cemal Kaşıkçı cinayetinden Yemen’e bilumum insan hakları ihmallerine rağmen Suudi Arabistan, 2021 yılında yirmi milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım (DYY) aldı. Bu miktarın 2017-2020 yılları arasında alından toplam DYY’den daha fazla olması Prens Selman’ın ne kadar hırslı olduğunu bizlere göstermektedir.[17]

Cemal Kaşıkçı cinayetinden Yemen’e bilumum insan hakları ihmallerine rağmen Suudi Arabistan, 2021 yılında yirmi milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım aldı.

Hedef 2030: Eurofighter da Alırım Ronaldo da

Yükselen güçlerin kendi kapasitelerini sergilemek için uluslararası mega spor etkinliklerinde boy göstermesi çok sık görülen bir davranıştır. 2008 Pekin Olimpiyatları, Güney Afrika’da oynanan 2010 FIFA Dünya Kupası, Brezilya’da oynanan 2014 FIFA Dünya Kupası ve 2016 Rio Olimpiyatları bunun son dönemde yaşanan en büyük örnekleridir. Suudi Arabistan Varlık Fonu (PIF) 778 milyar dolarlık gibi varlığa sahipken Suudi Arabistan’ın adı FIFA 2030 Dünya Kupası adaylığı haricinde bir mega etkinlikte anılmamaktadır. Bununla birlikte futbol, golf, e-spor, at yarışı, F1 yarışları gibi alanlarda ciddi spor yatırımları yapılmaktadır. Bu çok yönlü ve katmanlı yatırım yelpazesi Suudi Arabistan’ı literatürde atipik bir örnek haline getirmektedir.

Carleton Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Aaron Ettinger, Prens Muhammed bin Selman tarafından başlatılan spor diplomasisini hem kendi rejimini sağlamlaştırmaya hem de krallığın uzun vadeli vizyonuna yönelik bir yatırım olarak değerlendirmektedir.[18] Ülkenin elitlerini konsolide etmek için ekonomik portföy çeşitlendirildi. Aynı zamanda ortalama yaşın 31,8 olduğu ülkede politik reform yapmadan eğlence sektörü yelpazesi genişletilip halk nezdinde de bir rıza oluşturuldu. Suudi Arabistan’ın durumunu şahsına münhasır yapan, iç politikadaki etkisi değildi. Sonuçta sosyal imkânlar itaat edenler içindir çerçevesinde gelişen devlet-toplum ilişkisi çok sıkça gözlemlenen bir olgudur.[19] Bununla birlikte Prens Selman’ın 2030 vizyonunun gerçeklemesinin mütemmim cüzü olan uluslararası aktörlerin çıkarlarıyla Suudi Arabistan’ın çıkarlarını bağlamak doğrultusunda spor diplomasisini kullanması onu Çin, Güney Afrika ve Brezilya gibi ülkelerin spor diplomasilerinden ayırmaktadır.  Yabancı spor varlıklarına yatırım ve ev sahipliği yaparak Suudi Arabistan kendisini Batılı ulus ötesi kapitalist sınıf elitlerinin, uluslararası spor organizasyonlarının ve küresel reklamcıların çıkarlarıyla aynı hizaya çekmeye çalışmaktadır.[20]

Suudi Arabistan kendisini Batılı ulus ötesi kapitalist sınıf elitlerinin çıkarlarıyla aynı hizaya çekmeye çalışmaktadır.

Diğer ülkelere yatırımları göz önüne alındığında Türkiye ile olan ilişkileri Yalova Kaymakamı düzeyinde olmasına rağmen Türkiye Futbol Ligi Süper Kupası’nda yaşananlarda bile bu örüntüyü görebiliriz. Önder Alagedik’in dikkat çektiği gibi Süper Kupanın Arabistan’da oynanacağının duyurulmasından üç ay önce Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kurmayları ve Prens Selman’ın kurmayları arasında çeşitli antlaşmalar imzalandı. Selman’ın Tayyip Erdoğan’ı bizzat karşılamasıyla başlayan görüşmelerde, iki ülke arasında doğrudan yabancı yatırım, enerji, iletişim ve savunma alanlarında ortaklıklar kuruldu. Burada sadece devlet düzeyinde aktörlerden de bahsetmiyoruz. Baykar Teknoloji’nin Genel Müdürü Haluk Bayraktar da kendi şirketi ve Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı arasında antlaşma imzalamak için orada bulunuyordu.[21] Süper Kupa maçının iptali sonrasında da Suudi yetkililerinin yaptığı açıklamanın ilk cümlesi bize Selman’ın pey akçasını göstermektedir:

Öncelikle, kardeşimiz Türkiye Cumhuriyeti ile çeşitli alanlardaki yakın ilişkilerimizden duyduğumuz gururu vurgulamak isteriz. Bunların arasında spor sahaları da vardır.’’[22]

Baykar Teknoloji Genel Müdürü Haluk Bayraktar Suudi Yetkililerle

Yaptığımız içtimai, felsefi, harsi, kozmografi tetkikat neticesinde, anlayabiliriz ki; Prens Selman’ın futbol ve diğer sporlara yatan ilgisinin altında salt ekonomi-politik saikler yatmaktadır. Kendisinin ortaya koyduğu 2030 Vizyonu ve spor diplomasisi sadece petrol sonrası bir ekonomiye hazırlık değil aynı zamanda bölgesel bir güç olarak ortaya çıkma hazırlığıdır. Orta Doğu tarihine baktığımızda Türkiye, Suriye, İran ve Mısır ekseninde dönen bir anlatım görmekteyiz. Suudi Arabistan Krallarının taşıdığı Hâdimü’l-Haremeyn yani “iki kutsal caminin hizmetkârı” ünvanının önceki sahipleri bile Şam, Kahire ve İstanbul’da yaşamıştı. Bölgenin tarihi boyunca bir parantez olarak kalan körfez ülkesi Arap Baharı sonrasında özellikle Suriye ve Mısır’ın yaşadığı krizleri de göz önüne alarak parantezden çıkmaya çalışıyor. Bu kaçış planında, sahip olduğu iktisadi ve askeri enstrümanların envanterini geliştirmesi gerekir. Bundan mütevellit Prens Selman’ın spor diplomasisi, sporla aklamaktan ve yumuşak güç kazanmaktan çok daha fazlasını hedeflemektedir.[23]

Ezcümle futbol politik bir oyundur.


[1]  “Başkent kırmızı-beyaz” anlamına gelen Atletico Madrid taraftarlarının kullandığı İspanyolca slogan.

[2] “Süper Kupa maçı iptal edildi: TFF, Galatasaray ve Fenerbahçe’den ortak açıklama’’,Gerçek Gündem, 29 Aralık 2023, URL: https://www.gercekgundem.com/spor/super-kupa-maci-iptal-edildi-tff-galatasaray-ve-fenerbahceden-ortak-aciklama-446267. Erişim Tarihi:14 Ocak 2024

[3] Peter McVitie, “Explained: Why Karim Benzema’s Al-Ittihad refused to take to field ahead of AFC Champions League tie against Iranian side Sepahan’’,Goal, 2 Kasım 2023, URL:https://www.goal.com/en/lists/karim-benzema-al-ittihad-refused-afc-champions-league-iranian-sepahan/blt3955e45c0e19321c#cs0d4afb8e6290a791. Erişim Tarihi: 14 Ocak 2024

[4]Jarrett Renshaw ve Nandita Bose, Biden to meet with Saudi crown prince despite ‘pariah’ pledge, Reuters, 16 Haziran 2022, URL:https://www.reuters.com/world/middle-east/biden-meet-with-saudi-crown-prince-during-middle-east-trip-2022-06-14/. Erişim Tarihi: 14 Ocak 2024

[5] Ruth Michealson, “Revealed: Saudi Arabia’s $6bn spend on sportswashing’’, The Guardian, 26 Temmuz 2023, URL: https://amp.theguardian.com/world/2023/jul/26/revealed-saudi-arabia-6bn-spend-on-sportswashing. Erişim Tarihi: 14 Ocak 2024

[6] Aaron Ettinger, “Saudi Arabia, sports diplomacy and authoritarian  capitalism in world politics’’, International Journal of Sport Policy and Politics, Vol.15.No.3, 2023, 531-547.

[7] TCDisisleri, “Bakanimiz Hakan Fidan’in 2024 yili bütçe görüsmeleri kapsaminda TBMM Genel Kurulu’na Hitabı’’, Youtube, 21 Aralık 2023, URL:https://www.youtube.com/live/8mxCAkt7Jzo?si=ocYkbUN0NReqPpFA. Erişim Tarihi:14 Ocak 2024

[8] Fred Frommer, “sportswashing’’, Encyclopaedia Britannica, URL:https://www.britannica.com/money/sportwashing, Erişi Tarihi:14 Ocak 2024

[9] “LGBT Rights In South Korea’’, EQUALDEX, URL: https://www.equaldex.com/region/south-korea. Erişim Tarihi 14 Ocak 2024

[10] Karl Polanyi, “Büyük Dönüşüm: Çağımızın Siyasaş ve Ekonomik Kökenleri’’, Çev.Ayşe Buğra, İstanbul, İletişim Yayınları, 2021, 332.

[11] Frederick T. Birchallwireless, “OLYMPICS LEAVE GLOW OF PRIDE IN THE REICH’’, The New York Times, 16 Ağustos 1936, URL: https://www.nytimes.com/1936/08/16/archives/olympics-leave-glow-of-pride-in-the-reich-germans-themselves-seem.html. Erişim Tarihi:14 Ocak 2024

[12] James L. Gelvin, “Arap İsyanlarını Anlamak’’, Çev.Akın Emre Pilgir, Der.Y. Doğan Çetinkaya, Ortadoğu: Direniş, Devrim, Emperyalizm, İstanbul:İletişim Yayınları, 63-88

[13] The SIPRI, Arms Transfers Database, URL: https://armstrade.sipri.org/armstrade/page/toplist.php. Erişim Tarihi:14 Ocak 2024

[14] Eman Ragab , “Beyond Money and Diplomacy: Regional Policies of Saudi Arabia and UAE after the Arab Spring’’, The International Spectator, Vol.52.No.2, 2017, 37-53.

[15] Ettinger, a.g.e.

[16] Leadership Message, URL:https://www.vision2030.gov.sa/en/vision-2030/leadership-message/. Erişim Tarihi:14 Ocak 2024

[17] Emile Hokayem,“Fraught Relations: Saudi Ambitions and American Anger’’, Survival, Vol.64No.6, 2022, 7-22,

[18] Ettinger, a.g.e.

[19] Gelvin,a.g.e.

[20] Ettinger, a.g.e.

[21] “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan’da resmî törenle karşılandı’’, 17.07.2023, URL: https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/147798/cumhurbaskani-erdogan-suudi-arabistan-da-resm-torenle-karsilandi. Erişim Tarihi:14 Ocak 2024

[22] “Suudilerden iptal olan Süper Kupa maçı için açıklama’’, Gerçek Gündem, 30 Aralık 2023,URL: https://www.gercekgundem.com/guncel/suudilerden-iptal-olan-super-kupa-maci-icin-aciklama-446311. Erişim Tarihi:14 Ocak 2024

[23] Ettinger, a.g.e.

(Visited 288 times, 1 visits today)
Close