Written by 00:30 Makaleler

Kırk Yıl Sonra Yeniden Hatırlamak: 1980 Moskova Yaz Olimpiyatları

Deniz Tunç Kalyoncu yazdı…

1980’li yıllar, Sovyetler Birliği’nin son on yılının hikayesidir. On yılda dört farklı genel sekreter, liderlerden üçünün görev başında hayatını kaybettiği bir dönem ve sonrasında Mihail Gorbaçov ile yapılan kapanış. Birliğin neden sona erdiğine ilişkin tartışmalar günümüzde devam ediyor ve henüz fikir birliğine varıldığını söyleyebilmek güç. Bu yazının temel amacı, Soğuk Savaş’ın ideolojik mücadelesinde dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatların etkisini, 1980 Moskova Olimpiyatları örneğinde ele almak ve üzerinden kırk yıl geçen organizasyonu hatırlatmaktır.

Özellikle Küba Füze Krizi (1962) sonrası, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasındaki silah yarışının ve gittikçe büyüyen nükleer güçlerinin yaratabileceği yıkım, tarafların birbirleri ile farklı ilişkiler kurmalarına yol açtı, en azından iki büyük devleti bir denetim mekanizmasının oluşturulmasını tartışmak zorunda bıraktı. Soğuk Savaş olanca hızı ile devam ederken, SALT-I Antlaşması 26 Mayıs 1972’de dönemin ABD Başkanı Richard Nixon ile Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Leonid Brejnev arasında imzalandı. Diğer bir taraftan SALT-II görüşmeleri de başladı ve yıllar sonra 17 Haziran 1979 tarihinde bu sefer Jimmy Carter ile Leonid Brejnev, Viyana’da antlaşmayı imzaladılar. 1980 yılına doğru giderken, 24 Aralık’ta bu sefer Sovyetler Birliği, Afganistan’a müdahale kararı aldı ve SSCB – ABD ilişkileri yine gerildi. İlk kriz, SALT-II Antlaşmasının Amerikan Senatosu tarafından onaylanmaması ile yaşanırken ikincisi ise ABD’nin, aynı yılın temmuz ve ağustos aylarında SSCB tarafından düzenlenecek Moskova Yaz Olimpiyatlarını boykot etme kararıydı. Sovyetler Birliği, ABD’nin Afganistan’ı terk etmesi için SSCB’ye tanıdığı süre dolmasına rağmen Afganistan’dan çekilmemiş ve bu sebeple boykot kararı açıklanmıştı. Karara ilişkin yapılan oylamada Temsilciler Meclisinde 386 Kabul – 12 Ret sonucu çıkarken, Senato ise 88 Kabul – 4 Ret şeklinde boykotu onayladı.[1] Carter, Amerikan pasaportu taşıyan hiçbir sporcunun olimpiyatlara katılmayacağını vurgularken özgürlüğe inanan ülkelerin de olimpiyatlara gitmeyeceğini düşündüğünü açıkladı.[2] Boykot kararı, sporcuları da ikiye ayırmış, bir yandan olimpiyatlar için dört yıl hazırlanıldığını ve kararın sporcuların tercihine bırakılması gerektiği belirtenler bulunurken diğer taraftan hükümetin kararına saygı duyulması gerektiği, Afganistan’da insanların öldüğü ve bundan önemli bir şeyin olmadığını dile getirenler vardı.[3] Bununla birlikte, ABD’nin boykot kararına özellikle Japonya, Batı Almanya, Kanada ve Çin hiç sporcu göndermeyerek katılırken; Fransa, Büyük Britanya, İtalya ve birçok farklı ülke Moskova’ya sporcu göndermekten vazgeçmedi fakat sporcuların kendi ülke bayrakları ile değil de olimpiyat bayrağı altında yarışmalarına karar verdi.[4]

Sovyetler Birliği, aslında 1950’li yıllardan itibaren olimpiyatlara ev sahipliği yapmak konusunda çalışmalara başlamış, özellikle Leonid Brejnev dönemi ile birlikte adaylık için ciddi hazırlıklar yürütülmüş ve 1976 Olimpiyatları için resmi aday bile olunurken “Moskova 1976” isimli bir albüm hazırlanmıştı fakat yapılan oylamada Montreal’e kaybedildi.[5] 31 Ekim 1974 tarihinde gerçekleştirilen Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin toplantısında, 1980 Olimpiyatları’nın ev sahibi olarak bu sefer Moskova seçildi, diğer aday Los Angeles şehri ise bildiğiniz üzere 1984 yılındaki olimpiyatlara ev sahipliği yapacaktı.

1974’ün sonundan 1980 yılına kadar, organizasyon için doksandan fazla yeni yapı inşa edildi, bunların arasında Sheremetyevo Havalimanı’na ikinci bir terminal, sporcuların konaklamaları için Olimpiyat Köyü, misafirlerin ağırlanması için Cosmos Hotel, irili ufaklı açık ve kapalı spor tesisleri vardı. Televizyon yayınları için altyapı sistemlerinin genişletilmesi ve yürütülmesi de müsabakaların diğer ülkelere ulaştırılması bakımından önemliydi; bu tip durumların üzerinde de çalışma yapıldı. Böylece, birçok ülkenin boykot kararına rağmen 20 farklı kanal, olimpiyatları naklen yayın ile izleyici ile buluşturdu; bu rakam dört yıl önceki Montreal Olimpiyatları’nda 16 idi.

Siyasi olayların ve boykot kararlarının ertesinde, 19 Temmuz’da, bir cumartesi günü Lenin Stadyumu’nda (günümüzde Luzhniki) neredeyse yüz bini aşkın seyirci ile birlikte gerçekleştirilen açılış töreniyle olimpiyat oyunları başladı.

Lenin Stadyumu, 19 Temmuz 1980, Moskova

Olimpiyatlara ev sahipliği yapmanın, Sovyetler Birliği açısından birkaç önemi vardı. Bunlardan ilki, Afganistan’a yapılan müdahale dolayısı ile uluslararası kamuoyundaki eleştirilerin giderilmesi, spor müsabakalarında yakalanacak başarılarla birlikte Soğuk Savaş’ın ideolojik mücadelesinde kendini tekrar gösterme (her ne kadar boykot dolayısı ile Batı Bloku dahilindeki birçok ülke oyunlara katılmamış olsa da kırılacak olimpiyat ve dünya rekorlarının önemi devam ediyordu, bu durum ikili rekabetten bağımsız ele alınmalıdır.) ve Brejnev dönemi ile birlikte özellikle ekonomideki durgunluğun (zastoi) insanlarda yaratmış olduğu göreceli huzursuzluğu ortadan kaldırma şansı. Açılış töreninin kapsamına bakacak olursak daha ilk günden, Moskova Olimpiyatları, o zamana kadar yapılmış en iyi spor organizasyonu olma iddiasını taşıyordu.

Açılış töreninin bir parçası olan sporcuların ve antrenörlerin gerçekleştirdikleri geçit töreni sırasında stadyumdaki izleyiciler özellikle Demokratik Alman Cumhuriyeti’nin ve Yugoslavya’nın geçişi sırasında farklı bir ilgi ve alaka gösterdiler; unutulmamalı ki açılıştan daha iki ay evvel, Tito hayatını kaybetmişti. Ülkelerin sahadaki yerlerini almalarından sonra, açılış konuşmaları başladı.

Leonid Brejnev, açılış konuşmasını gerçekleştiriyor. (getty images)

Konuşmalar bittiğinde sıra olimpiyat bayrağının göndere çekilmesine geldi, bu esnada Beethoven’ın 9. Senfonisi’nin meşhur son kısmı çalınıyordu; beyaz güvercinlerin de havaya uçurulması ile birlikte törenin en güzel anlarından biri başladı. Üç adım atlamacı Viktor Saneyev elindeki ateşi basketbol kaptanı Sergey Belov’a uzattı ve Belov son koşuyu yaparak, seyircilerin ortasından geçen bir merdiven aracılığı ile olimpiyat ateşini yaktı. Olimpiyat ateşinin altındaki tribünde pankartlarla çeşitli gösteriler yapıldıktan sonra olimpiyat yeminine geçildi. 1980’e kadar, ev sahibi adına yemin edecek kişi, bir eliyle ülkesinin bayrağını tutup diğer elini de havaya kaldırıp yemin ederken 1980 Moskova Olimpiyatları’ndan sonra sporcuların kendi bayraklarını değil de olimpiyat bayrağını tutarak yemin etmeleri kararlaştırıldı; bu bakımdan Nikolay Andrianov’un ve Aleksandr Medved’in gerçekleştirdikleri tören biçimi, son defa uygulandı.

Viktor Saneyev, taşıdığı meşaleyi son koşuyu yapması için Sergey Belov’a veriyor. (getty images)
Sergey Belov, tribünlerin arasından olimpiyat ateşini yakmak üzere yukarı çıkıyor. (getty images)
Sergey Belov, olimpiyat ateşini yaktıktan hemen sonra. (Sputnik)

Moskova Olimpiyatları’nda, katılımcı 80 ülkenin 36’sı madalya kazanmayı başardı; toplamda 21 sporda, 203 kategoride gerçekleştirilen oyunlarda 631 madalya dağıtıldı, olimpiyatlarda en çok madalyayı 195 madalya (80 Altın, 69 Gümüş, 46 Bronz) ile Sovyetler Birliği alırken, ikinci sıradaki Demokratik Alman Cumhuriyeti’nin 126 madalyası (47 Altın, 37 Gümüş, 42 Bronz) vardı; bu iki ülkeyi Bulgaristan 41 (8, 16, 17), Küba 20 (8, 7, 5) ve İtalya 15 (8, 3, 4) madalya ile izledi..

Fotoğrafın açıklaması: Nadia Comăneci (getty images)
Nadia’yı desteklemeye gelen Rumen taraftarlar. Nadia Comăneci, 1976 Montreal Olimpiyatları’nda çok büyük başarı kazanmıştı, Moskova’dan da madalyasız dönmedi. (getty images)

Olimpiyat oyunlarında kırılan ilginç rekorlardan bir tanesi, Sovyet jimnastikçi Aleksandr Dityatin’in katıldığı her kategoride madalya kazanmış olmasıydı, tek bir olimpiyatta sekiz madalya kazanan ilk sporcu oldu. Bununla birlikte, Moskova’da kırılan iki olimpiyat rekoru, 2020 itibari ile geçerliliğini koruyor. Bunlardan ilki Nadejda Olizarenko’nun kadınlar 800 metre finalindeki 1:53.43’lük derecesi, ikincisi ise kadınlar gülle atmada Ilona Slupianek’in 22.41’lik atışı.[6]

Aleksandr Dityatin (Jerry Cooke/Sports Illustrated)
Nadejda Olizarenko’nun rekor kırdığı yarış, 281 numarası ile bitişe ilerliyor. (getty images)
Ilona Slupianek (getty images)
200 metre erkekler kelebek stil yüzme madalya töreni, soldan sağa: Phil Hubble (Büyük Britanya), Sergey Fesenko (Sovyetler Birliği), Roger Pyttel (Doğu Almanya) (S&G/PA)
800 metre erkekler madalya töreni soldan sağa: Sebastian Coe (Büyük Britanya), Steve Ovett (Büyük Britanya) ve Nikolay Kirov (Sovyetler Birliği) (Professional Sport/Popperfoto)

Kapanış töreni, açılışı aratmayacak biçimde; bu sefer içinde hüzünlü sahneleri de barındıracak şekilde hazırlandı. 3 Ağustos günü yapılan törende, açılış töreninde olduğu gibi dans gösterileri, koreografiler vardı; ancak bu sefer atletlerin, jimnastikçilerin ve bayrak tutucularının alandan ayrılması esnasında olimpiyatın maskotu olan Mişa’nın ağlama sahnesi tribünde canlandırılıyordu. Bunun hemen ertesinde Mişa, üzerine renkli balonlar bağlanmış şekilde sahanın ortasına getirildi ve kapanış parçası “Do Svidanya, Moskva” (Elveda, Moskova) çalmaya başladı. Bir yanda tribünde insanlar ağlarken ve diğer tarafta şarkı devam ederken Mişa havaya bırakıldı; arkasından alkışlayanların ve ona el sallayanların arasından gökyüzüne yükseldi. Moskova Olimpiyatları sona ermişti.

Moskova Olimpiyatları’nın kapanış töreni, 3 Ağustos 1980 (getty images)
Fotoğrafın açıklaması: Mişa, gökyüzüne yükseliyor. (TASS)

Uluslararası spor organizasyonları, özellikle iletişim kanallarının günümüze kıyasla kısıtlı olduğu, internetin henüz insanların hayatında olmadığı bir dünyada farklı bir önemli takip ediliyor ve izleniyordu. Farklı kültürlerin buluşması, sporun Soğuk Savaş koşulları içindeki mücadele alanlarından biri olması ve daha birçok sebep, olimpiyatların önemini belirtiyor. 1980 Moskova Olimpiyatları, Doğu Avrupa’da ve Doğu Bloku ülkeleri olarak adlandırabileceğimiz ülkelerde düzenlenen ilk olimpiyat olma özelliğini taşıyordu; bu bakımdan özellikle Batı’dan gelecek misafirler de Sovyetler Birliği için ayrı bir öneme sahipti.

Olimpiyatlar için Sovyet şehirlerinin farklı yerlerine çizimler yapılmıştı, duvarda “mir, sport, drujba”, yani “barış, spor, dostluk” yazıyor. (getty images)

Olimpiyatların boykot edilmesi yalnızca 1980 Moskova Olimpiyatları ile birlikte sona ermedi, bu sefer Sovyetler Birliği ve diğer Doğu Bloku ülkeleri 1984 Los Angeles Olimpiyatları’nı boykot etti. 1988 Seul Olimpiyatları’nda ülkeler tekrar bir araya geldiler ve Sovyetler Birliği ile Demokratik Alman Cumhuriyeti, madalya sıralamasında ilk iki olmaya devam ettiler. Yazıya son verirken, 1980 Moskova Olimpiyatları ile ilgili ayrıntılı okuma yapmak ve/veya kaydedilen görüntüleri izlemek isteyenler için iki kaynak önermek istiyorum. Bunlardan ilki, 1981 yılında İngilizce, Fransızca ve Rusça olarak basılan 22. Olimpiyat Oyunları için hazırlanan resmi rapor; ikincisi ise yine 1981 yılında gösterime giren “О спорт, ты – мир!”, yani Oh Spor, Sen Barışsın! isimli belgesel-film.


[1] https://2001-2009.state.gov/r/pa/ho/time/qfp/104481.htm

[2] https://www.politico.com/story/2017/03/president-carter-orders-an-olympic-boycott-march-21-1980-236185

[3] Detaylar için, https://www.runnersworld.com/advanced/a20826758/reaction-to-the-1980-olympic-boycott-decision/

[4] https://www.nationalcoldwarexhibition.org/schools-colleges/national-curriculum/social-economic-issues/olympic-boycotts.aspx

[5] Igor Orlov, “Games of the XXII Olympiad as an Instrument of Soviet Cultural Diplomacy”, Higher School of Economics Research Paper No. WP BRP 182/HUM/2019, 11-13.

[6] https://www.worldathletics.org/records/by-category/olympic-games-records


Deniz Tunç Kalyoncu

1996’da Bişkek’te doğdu. 2020’de İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümünden mezun oldu. İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde lisans eğitimi almaya devam etmektedir.

Tarih ve hukuk alanlarında çalışmalar yapmakta olup Gergedan Dergi’de Sovyetler Birliği ve Rusya üzerine yazılar yazmaktadır.

(Visited 2.752 times, 1 visits today)
Close