Eserini incelediğimiz Pascal Boniface, siyaset bilimi ve kamu hukuku doktorası sahibi bir Fransız jeopolitik uzmanı (géopolitiste). 1990 yılında Uluslararası ve Stratejik İlişkiler Enstitüsü’nü (IRIS) kurdu. 2009 yılından bu yana bu enstitü, kamu yararına çalışan kuruluş olarak tanınmakta ve IFRI (Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü) ile birlikte önde gelen Fransız düşünce kuruluşlarındandır (think tank).
Boniface çok üretken bir jeopolitik uzmanı. Sosyal medyada çok aktif olmak ile birlikte, haftalık “Comprendre le monde” (Dünyayı Anlamak)[1] isimli YouTube kanalında jeopolitik üzerine videolar yayınlıyor. Hatta kanal kısa bir zaman içerisinde 80 bin takipçiye ulaşmış durumda. Yazdığı yüzlerce makale ve 60’a yakın jeopolitik kitabını da unutmamak gerekir. Bugünkü konumuz ise basılan son kitabı olacak.
Covid-19 pandemisi aylardır tüm dünyayı sarsmış durumda. Temmuz başında Boniface “Covid-19 jeopolitiği” adlı kitabını yayımladı. Doğrusunu söylemek gerekirse, kitabı satın almadan önce oldukça tereddüt ettim. Pandemi süreci devam ederken, aşı henüz bulunamamışken ve son günlerde vaka sayıları tekrar artarken bu kitabı yayımlamak yazarın analizlerini yanlış kılar mı, diye çok düşündüm. Lakin uzun süredir çok severek takip ettiğim, kitaplarını özenle okuduğum ve elimden geldiğince konferanslarına gitmeye çalıştığım bu önemli ismin kitabına ve pandemiyle ilgili analizlerine bir şans vermek istedim.
Pascal Boniface “Covid-19 Jeopolitiği” kitabında daha önce hiç yaşamadığımız, aylardır devam eden ve tüm dünyayı etkileyen koronavirüsü pandemisi üzerine analiz yapıyor. Yıllardır hatırlatmalara ve önemli sinyallere rağmen, böylesine ekstrem bir senaryoya dünyanın tamamı hazırlıksız yakalandı. Öyle ya, geçtiğimiz Nisan’da 150 ülke sınırlarını kapattı, 4 milyar insan sokağa çıkma yasağı ile karşı karşıya geldi[2]. Covid-19 -geçici süreliğine- bütün dünyayı durdurdu, ne sınır ne de millet tanıdı.
Bu kitap sağlık felaketiyle ilgili jeostratejik dersler ve sonuçlar çıkarıyor. Çin ve ABD rekabetinden çok-taraflılık krizine, Batı’nın gücünün sorgulanmasından Avrupa Birliği’nin tereddütlerine pek çok analiz mevcut kitapta. Her ne kadar kitaptaki tüm konulara değinmek istesem de sadece iki tanesinin üzerinde duracağım.
“Batılılar salgın karşısında kendilerini çaresiz gösterdiler”[3]
Pascal Boniface kitabının başında Batı dünyasını ve gücünü sorguluyor. Bu sorgulama zaten uzun yıllardır jeopolitikanın yapısal tandansının bir sonucu olarak gündemde ve koronavirüsü pandemisinin gelmesiyle birlikte hızlanmış durumda. Dünyanın geri kalanında olduğu gibi, Avrupa da pandemi sinyallerini dikkate almadı. 23 Ocak 2020’de Çin, yaklaşık 10 milyon[4] insanı karantina altına alırken, Avrupa kibiri yüzünden yaklaşan tehlikeyi göz ardı etti. Pandemilerin sadece Afrikalıların ve Asyalıların başlarına geldiğini düşündüğü için, kendi vatandaşlarına virüsün bu topraklara uğrayamayacağını kesin bir şekilde anlattı. Hatta Çin karantina kararı aldığında, Avrupa bu durumun sadece diktatörlükle yönetilen ülkelerin başlarına gelebileceğini acıkça belirtti. Halbuki sadece 2 ay sonra, Avrupa Birliği’ndeki birçok ülke sınırlarını kapatıp sokağa çıkma yasağını uyguladı.
Yazar, Batılıların kendilerini gereksiz şekilde çok güçlü, zengin ve dünyanın merkezi sandıklarını söylemekten çekinmiyor. Kendilerini çok üstün gördükleri için Covid-19’u ciddiye almayıp çok daha büyük tehlikelere yol açtılar (dopdolu hastaneler, yetersiz tıbbi malzemeler vs.). Ayrıca Boniface, Avrupa Birliği’nin pandeminin başında birbirine kenetlenmeyi ve yardımlaşmayı başaramadığını da vurguluyor. Aksine güçsüz, düzensiz ve tereddüt içinde bir Avrupa Birliği gördük yazara göre. Uzun lafın kısası; zengin ve modern olduklarını sürekli göz önüne alan güçler, temkinli davranıp krizi daha iyi bir şekilde yönetmeyi başarabilmeleri gerekirken böylesine felaket dolu bir tablo ile karşı karşıya kaldılar. Boniface bunu çok acıkça eleştiriyor.
Avrupa’da, özellikle Fransa’da okullarda tarih derslerinde Batı’nın üstünlüğü öne sürülüyor. Batı’yı eleştiren insan sayısı yok denecek kadar az. Bu sebepten dolayı Pascal Boniface’ın eleştirilerinin ve analizlerinin çok yerinde ve tarafsız olduğunu düşünüyorum.
“Covid-19 krizi, iki devin ortak bir tehdit karşısında işbirliği yapmasına yol açabilirdi”[5]
Çin ve ABD’nin rekabeti de pandemiden önce var olan bir yapısal jeopolitik eğilimdir. Covid-19 ile birlikte, bu rekabet sadece daha fazla hızlanıp ön plana çıktı. “1945’ten beri ilk kez, Amerika Birleşik Devletleri küresel bir krizde önemli bir rol oynamadı.”[6] Pascal Boniface, Donald Trump’ın koronavirüsü krizini hem sağlık açısından hem de diplomatik açıdan kaotik bir şekilde yönettiğinden bahsetiyor.
Trump, Kasım’daki seçimlere hazırlanıyorken bu pandemi süreci ona hiç yardımcı olmadı. Ocak ayında Çin hükûmetinin krizi yönetme şeklini tebrik ederken sadece birkaç ay sonra, kendisi krizi yönetemediği için, Çin’i yaşananlardan sorumlu tuttu. Vaka sayıları gittikçe artarken ve sağlık sektörü çökerken Trump’ın -Pascal Boniface’ın deyimiyle- bir günah keçisi (bouc émissaire) bulması gerekiyordu. O da doğal olarak Çin hükûmeti ve ayrıca Dünya Sağlık Örgütü (WHO) oldu. Bu durum felaketi daha da kötüleştirdi. Boniface, Çin’in yükselişinin sebebini ABD’nin sorumsuzluğuna ve ihmaline bağlıyor. ABD’yi rahatsız eden durumun, Çin’in hızla onları yakalaması olduğunu da ekliyor yazar. Fakat Trump, Çin’i güçsüzleştirmek isterken aslında onu bu süreçte daha da güçlendirip Pekin’in ön plana çıkmasını sağladı. Boniface, bu rekabetin önümüzdeki 20 yılın stratejik tartışması ve konusu olacağını da ekliyor.
Pascal Boniface son kitabıyla tüm dünyayı ilgilendiren Covid-19 kriziyle ilgili okuyucuları aydınlatmayı hedefliyor. Bana göre, bu dönemde dünyayı daha iyi anlayabilmek ve sorularımıza cevap bulmak için herkesin okuması gereken bir kitap olmuş. Ekonomik, diplomatik, sosyal ve sağlıkla ilgili birçok konuya açıklık getiriyor. Her ne kadar pandemi devam etse de -kendisinin de söylediği gibi- şimdiden bazı sonuçlara ulaşmak mümkün. Son olarak, esas önemlisi, gelecekte bu sonuçları göz önünde bulundurup aynı hatalara düşmemeyi başarabilecek miyiz, yoksa hiçbir ders çıkarmayıp gelecekte tekrar ve tekrar aynı hatalara düşüp daha da büyük felaketlere yol açacak mıyız?
Konu hakkında daha fazla bilgi edinmek icin şu kaynaklara bakabilirsiniz:
http://www.livreblancdefenseetsecurite.gouv.fr
La géopolitique, Pascal Boniface.
https://www.arte.tv/fr/videos/RC-019328/covid-19-une-lecon-de-geopolitique/
[1]https://www.youtube.com/channel/UC4VOE8jQPWUPp4PpNK8zhIg
[2]https://www.youtube.com/watch?v=9ZGDjuhueGc
[3] Pascal Boniface, Géopolitique du Covid-19 – Ce que nous révèle la crise du coronavirus, 2020. s.29
[4]https://www.youtube.com/channel/UC4VOE8jQPWUPp4PpNK8zhIg
[5] Boniface, s.91
7 https://www.youtube.com/channel/UC4VOE8jQPWUPp4PpNK8zhIg