Written by 04:41 Çeviri

İktisat Eğitiminde Tarihin Önemi Nedir?

Oktay Özden çevirdi…

Bu metin, Warwick Üniversitesi İktisat Profesörü Robert Skidelsky’nin Institute for New Economic Thinking‘de verdiği “Ekonomi Nasıl Yapılır Nasıl Yapılmaz?” konulu derslerden derlenerek hazırlanan “Is History Important? (Tarih Önemli mi?)” başlıklı videonun çevirisidir.

Tarih; çeşitli olaylar, eğilimler ve izlekler silsilesidir. Son on yılda popülizmin yükseldiğini görüyoruz. Bu siyaset tarzını popülizm olarak adlandırıyoruz çünkü bunu anlatabilecek başka herhangi bir şey akla gelmiyor. Radikal politikalar gözlemliyoruz. Bu politikacıların hepsi globalleşmeye karşı tavır alıyor. Ve tarih bize 19. yüzyılın sonundaki büyük globalleşme dalgasının bir dünya savaşıyla son bulduğunu söylüyor. Acaba şu an yaşanan kargaşanın sonucu olarak büyük bir sıcak savaşın içinde miyiz? Eğer ki iyimsersek geçmişteki olaylardan bazı dersler çıkarmış olduğumuzu düşünebiliriz. Peki, ya geçmişte başarısız olduysak bir sonraki büyük krizi nasıl aşacağız?

İktisat öğrencileri için tarih, üzerine çalıştıkları doktrinlerin nereden geldiğini bilmeleri için hayati öneme sahip. Bu doktrinlerin hangi ülkede, hangi bölgede ve hangi zamanda cereyan ettiğini öğrenmeleri gerekli. Örneğin bilimsel iktisat 18. yüzyılda ortaya çıktı. Neden 14. yüzyılda değil de 18. yüzyılda ortaya çıktı? Tarihe baktığınız zaman doktrinlerin belirli bir zaman aralığında yeşerdiğini görürsünüz. Dolayısıyla bu doktrinlerin neden belirli bir zamanda ortaya atıldığını anlamak için tarihsel koşullar hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Örneğin benzer bir şekilde Keynesyen iktisadi sistem, neden 1930 yılında vuku buldu? Bazıları o dönemde devasa boyuttaki işsizliği bilmese bunun çok tuhaf olduğu düşünülürdü. Öğrenciler bu gibi olayları bilmek zorundadırlar. Böylece profesörlerin onlara dayattıkları küçük yalanlara direnebilirler.

İktisatta belirli modeller öğretilir. Çoğu zaman bu modellerin en son ve en iyi modeller olduğu düşünülür. Bir iki dakika durup düşünürsek peki ya neden bu modellere 100 yıl önce sahip değildik? Neden o yıllarda farklı modellere sahiptik. Neden Karl Marx büyük düşünür olarak ortaya çıktı? Endüstri devrimi yaşandığında neler oldu? Yani kısaca tarih bilgisi, tüm bu sorulara cevap verebilmek için, bana göre, muazzam bir öneme sahip. İktisadi düşünceler tarihine gelince öğrenciler, bir tartışmanın öznesi olarak meydana gelen bu fikirlere karşıt olarak yetiştirilmeli. Çünkü hiçbir zaman yalnızca bir düşünce veya model olmadı. Bu durum sadece içinde bulunduğumuz bu güne özgü. İktisat eğitimi sadece neoklasik iktisat ekseninde katılaştı. Fakat iktisadi düşünceler tarihine baktığınızda çok çeşitli modeller var. Bunlar model olarak bilinmiyor. Halbuki bunları model olarak aldığımızda, gerçekten sanki yolun sonuna ulaşmışız gibi düşünürsünüz. Çünkü halihazırdaki modeller, olgular ile benzeşmiyor. Dolayısıyla asıl tehlike veya riskin, iktisadın geçersiz bir hale gelmesi olduğunu düşünüyorum.

İktisat kendini yenilemiyor ve bu yenilenmeme, sinyalini 10 yıl önce finansal kriz döneminde yanlış giden şeylerle bize verdi ve vermeye de devam ediyor. 2008-2009 iktisadi krizi, savaş sonrası dönemin en büyük iktisadi korku filmiydi. Ve bunu iktisadi modeller kavrayamadı. Böyle bir şeyin olabilirliğini düşünememişlerdi. Ne yapmaları gerektiğini de bilmiyorlardı. Şu an ise her şeyin düzeldiğini iddia ediyorlar. Fakat herkes bunun böyle olmadığını biliyor.

Tarih çok ama çok önemli, trajedi ise şu anki iktisat eğitiminde tarihin gittikçe azalıyor oluşunda. Bence iktisatçıların karşı karşıya olduğu zorluk zaten vuku buldu. Tamamen geçmiştekilere benzemese de bunun içindeyiz. İnsanların daha önce bu tür zorluklarla nasıl başa çıktığını öğrenebiliriz. İyi bir iktisatçı olmak için birçok şeye sahip olmak zorundasınızdır. Kendinizi geçmişte doğru yere konumlandırabilmeniz için iyi bir tarih bilgisine sahip olmanız gerekir. Dahası, iktisaden varsayılan insanın ne denli gülünç olduğunu anlamak ve bu öğretilerden kurtulmak için psikoloji bilmeniz gerekir.  İnsanların birbirlerine nasıl bağlı olduklarını, birbirleri ile olan ilişki tarzlarını anlamak için biraz sosyoloji de bilmek zorundasınız. Güç denilen olguyu anlamanız gerekir ve bunun için de siyaset ve politika bilmek zorundasınız. Dolayısıyla, yalnız başına tarih bilgisi de yetmez. Belki biraz teknik bilgiyi azaltabiliriz. Çünkü çok fazla teknik yalnızca göz boyamaya yarıyor. Bunu “Bakın bunlara, işte ben yapabiliyorum, iktisat biliyorum. Çok iyi bir iktisatçı değil miyim?” diyebilmek için yapıyor çoğu kişi. Bunu yaparak aslında tekniğin ötesinde bir şey bilmediklerini de itiraf ediyorlar.

İktisat eğitimine yeni bir denge gerekli. Biraz daha az teknik öğretimi ve diğer araçların daha fazla öğretimi gerekli. Tarih size, kendinizi olayların akışı içerisinde nereye konumlandıracağınıza yönelik kabiliyet tanır. Olaylar sürekli şu an bulunduğumuz noktadan varacağımız yere doğru bir akış içerisinde. Peki, tam olarak bu olaylar karşısında nerede konumlanmalıyız? Tarih kendini tekrarlamıyor fakat bir kafiyeye sahip. Dolayısıyla nerede olduğunuzun ve önünüzde sizi ne gibi zorluklar beklediğinin farkına varmanız gerekli.

(Visited 1.032 times, 1 visits today)
Close