Written by 17:21 Makaleler

Ellen Meiksins Wood ve Siyasal Düşünceler Tarihine “Toplumsal Bağlam” Yaklaşımı

Kaan Eroğuz yazdı.

Siyasal düşünceler tarihini toplumsal/tarihsel bir bağlam üzerinden okuyan Ellen Wood’un yaklaşımını tartışmadan önce kendisinin akademik çalışmalarını özetlemek ve ortaya koyduğu çalışmaların, yazıldığı tarihsel aralıktaki tartışmalara hangi yönden katkı sunduğunu, literatüre ve literatüre hâkim paradigmalara hangi yönlerden eleştirel bir yaklaşım getirdiğini anlayabilmek için önemli olacaktır. Wood’un çalışmalarını ve siyasal düşünceler tarihine dair ortaya koyduğu eleştirel perspektifi, çalışmalarının bütünselliğini ve tarihselliğini göz ön önünde bulundurarak incelemeye çalışmak, kendisinin kullandığı metodolojiyi de kendisi üzerinde kullanmamızı sağlayacak ve toplumsal bağlam yaklaşımının daha iyi anlaşılmasına katkı sunacaktır.

Ellen Meiksins Wood, faşizmden kaçarak ABD’ye göç eden, Yahudi İşçi Birliği isimli sendikaya mensup Letonyalı bir ailenin çocuğu olarak 12 Nisan 1942 yılında New York’ta dünyaya geldi. Lisans eğitimini Berkeley Üniversitesi’nde Slav dilleri üzerine uzmanlaşarak tamamladı. Ardından doktorasını 1970 yılında California Üniversitesi’nde siyaset bilimi üzerine tamamlayan Wood, 1967-1996 yılları arasında Kanada’da York Üniversitesi başta olmak üzere birçok üniversitede dersler verdi. Aynı zamanda 1984 yılından 1993 yılına kadar İngiltere’nin ünlü Marksist dergisi New Left Review’in, 1997-2000 yılları arasında da Monthly Review’in editörlüğü görevlerinde bulundu.

Bu kısa özgeçmişten kolayca anlaşılacağı üzere Wood, akademik ürünlerini kabaca 1970-2000 yılları arasında ortaya koymuştur. 1970 sonrası dönem, özellikle akademik çevrelerde hızlı bir “post-laşma” dönemine girişi nitelemektedir. Postmodernizm, postyapısalcılık ve postmarksizm gibi günümüzde de popülerliğini koruyan akımların akademik literatüre egemen olması, birçok akademik tartışmanın bu “post” yaklaşımların sınırlılıkları içerisinde ele alınıp yorumlanmasına sebep olmuştur. Ellen Meiksins Wood’un hemen hemen bütün çalışmaları bu “post literatürü” hedef almaktadır. Wood’un 1986 yılında yazdığı ve 1988 yılında Deutscher Ödülüne layık görülen “The retreat from class: a new true socialism” (Sınıftan kaçış: yeni hakiki sosyalizm)[1] kitabı Althusser ve Poulantzas üzerinden gelişen ve Laclau ile Mouffe’nin çalışmalarıyla devam eden postyapısalcı ve postmarksist tezleri eleştirmek için yazılmış bir eserdir.

Yine Wood’un özellikle kapitalizmin tarihine[2] dair[3] ve kapitalizmin gelişimiyle demokrasi arasında doğrusal bir ilişkilenme olduğunu öne süren postmodernist anlatılara yönelik de eserler[4] kaleme aldığını görmek mümkündür. Wood, savlarını Antikite ve eski çağlardaki olay ve düşünürler üzerinden temellendirmeye çalışan bu anlatıların, siyasal düşünceler tarihini incelerken ortaya koydukları iddiaların oldukça sorunlu olduğunu göstermeye çalışmıştır. Wood’un eserlerinde rastlayabileceğimiz bütünselliği göz önünde bulundurarak görece geç dönem eserleri sayılan siyasal düşüncenin toplumsal tarihi incelemelerine yönelmesinin arka planının gösterdikten sonra, onun siyasal düşünceler tarihini nasıl incelediğini ve literatüre hangi noktalarda katkı sunduğunu tartışacağız.

Toplumsal Bağlam Yaklaşımı

Wood’un siyasal düşünceler tarihi yaklaşımına göre, siyaset teorisinin “dokunulmaz (kanonik)” metinleri belirli tarihsel ve toplumsal koşullara tepki olarak ortaya çıkmıştır.[5] Wood’un siyaset teorisinin ve ortaya koyduğu eleştirel yaklaşımın, yaşadığı tarihsel dönemin toplumsal koşullarının bir ürünü olduğunu ve Wood’u siyasal düşünceler tarihi araştırmalarına yönelten ana sebeplerin de bu koşullar içerisinde şekillendiğini hatırlatmakta fayda var.[6] Bu metodolojik ve epistemolojik tercihten dolayı Wood’un siyasal düşünceler tarihinin toplumsal tarihini incelediği eserinde tarihselleştirmeye ayrı bir önem verdiğinin altını çizmek gerekiyor. Wood, Yurttaşlardan Lordlara isimli eserinin giriş kısmında tarihselleştirmenin önemini şu şekilde vurguluyor:

“Tarihselleştirmek insanlaştırmaktır; fikirleri kendi maddi ve pratik ortamlarından ayırmak, onlarla insani ilişki noktalarımızı kaybetmek olur.”[7]

Siyaset teorisinin klasik metinlerinin ve bu metinleri yaratan düşünürlerin tahayyüllerini besleyen tarihsel dönemin ön plana çıkarılması, ortaya konan fikirlerin olgunlaşmasını sağlayan maddi/toplumsal süreçleri görünür kılınıp somutlaştırarak anakronik yorum hatalarından kaçınmamızı sağlamaktadır. Toplumsal bağlam yaklaşımının tarihsellik vurgusu, düşünürleri ve metinlerini “dokunulmaz kadim eserler” olmaktan çıkarıp tarihsel bağlamları içerisinde inceleyerek ana akım siyaset teorisinin tekrarlanan ezberlerinden sıyrılıp bu düşünür ve metinlere eleştirel bir tutumla yaklaşabilmemizi, onların hangi toplumsal sorunlar hakkında ve hangi siyasal/sınıfsal ilişki biçimleri içerisinde yazıldığını anlayabilmemizi sağlamaktadır. Ayrıca Wood’un ortaya koyduğu iki ciltlik eserde, literatürde isimleri sıkça tekrarlanan düşünürlerin yanı sıra – hatta kimi bölümlerde onları bir kenara koyarak – Occam’lı William, Parisli John, Müntzer, Thomas Smith gibi isimlere yer vermesi, “burjuva paradigmasına uygun” liberal soslu siyasal düşünceler tarihi anlatısının ezber isimlerinin dışına çıkılmasına olanak vermekte; kimi düşüncelerle özdeşleştirdiğimiz isimlerin dışında ve onlardan önce de benzer fikirlerin ortaya konulduğunu görebilmemizi sağlamaktadır. Bu tespitimizi bir örnekle somutlaştırmak gerekirse, Padovalı Marsilius’un, Niccolo Machiavelli’den yaklaşık bir asır önce benzer düşünceleri işlediğini ve Machiavelli’nin düşüncelerinin nüvelerini ortaya koyduğunu görebilmek mümkündür. Ancak literatürde Padovalı Marsilius’tan ziyade Machiavelli’nin ismi ön plana çıkmış ve Machiavelli’nin eserleri -ki en önemli eseri olarak Prens– literatürde sıkça işlenmiştir. Siyasal düşünceler tarihi okumalarında bu tercihin sebebi nedir? Neden kimi düşünürler veya kimi metinler ön plana çıkarılmakta ve Wood’un da ortaya koyduğu gibi öne çıkarılan metinlerde dahi alenen tahrife yol açan soyut bir siyasal düşünceler tarihi anlatısı işlenegelmektedir? Bu sorular, Wood’un siyasal düşünceler tarihi araştırmalarına yönelmesinde de itici güç oynuyor. Çünkü literatüre hâkim olan ve burjuvazi, kentleşme ve ticaret üzerinden şekillenen demokrasi, özgürlük ve eşitlik anlatısının nüvelerini Antikite ve eski çağ filozoflarında aramak ve eğer orada bu çarpık anlatıyı destekleyecek nüveler yoksa düşünürleri ve düşünürlerin eserlerini maddi/toplumsal bağlamlarından kopararak ve tarihsel gerçekliği çarpıtarak işleyen bir eksene kaydırmak, eleştirel bir siyasal düşünceler tarihi çalışmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Wood’un çalışması da bu anlamda önemlidir.

Wood’un toplumsal bağlam yaklaşımıyla maddi/toplumsal süreçleri ön plana çıkarması, düşünürlerin ve düşüncelerinin somut olarak, sınıf-devlet-mülkiyet ilişkileri ekseninde tarihsel materyalist bir metodolojiyle okunabilmesini ve bu yöntemle alternatif bilimsel bir okuma yapılabilmesini olanaklı kılmaktadır. Wood’un ortaya koyduğu bu okuma, Örsan Akbulut Hocanın ilgili yazısında ifade ettiği gibi “sözde tarihsel maddeciliğin” yanı sıra yöntemsel olarak da tarihsel maddeciliğin örneği olan çalışmaların gerçekleşmesini sağlamıştır.[8]

Wood’un toplumsal bağlam yaklaşımıyla maddi/toplumsal süreçleri ön plana çıkarması, düşünürlerin ve düşüncelerinin tarihsel materyalist bir metodolojiyle okunabilmesini olanaklı kılmaktadır. 

Literatüre katkısını ve önemini vurguladıktan sonra Wood’un çalışmasına eleştirel bir yaklaşım ortaya koyan bazı noktalara da değinmek gerekiyor. Bu noktaların başında Wood’un birçok eserinde eleştirdiği ancak kimi noktalarda eleştirisiyle de çelişki içerisine girdiği “Avrupa merkezli” yaklaşım yer alıyor. Wood’un siyasal düşünceler tarihi kapsamında temel tezlerinden biri, siyaset teorisinin Antik Yunan’da gelişen özgül devlet ve mülkiyet ilişkilerinin bir sonucu olduğunu söylemesiydi. Efendi-köle ya da yönetici-tebaa ilişkisi ötesinde birbirleriyle siyasal konuları konuşma, tartışma ve karar alma hakkına sahip “eşit ve özgür” yurttaşlar topluluğunun ilk defa Antik Yunan’da ortaya çıkması, diğer coğrafyalardan farklı olarak siyaset teorisinin Antik Yunan’da doğuşunu sağlamıştır. Avrupa’ya ve Antik Yunan coğrafyasına atfedilen bu özgüllük ve biriciklik vurgusunun “Avrupa merkezli” tarih ve siyaset anlayışını destekler bir argüman sunduğu görülmektedir. Bu bakış açısı, Antik Yunan’dan daha kadim uygarlıklar olarak karşımıza çıkan Çin, Hint ve Uzak Asya’nın diğer toplumlarında gerçekleşen ve yönetime/siyasete dair ortaya konan görüşleri geri plana atmak hatta bir anlamda yok saymak anlamına gelmektedir. Zannımızca bu eksiklik, Wood’un “Avrupa merkezci” sosyal bilim yaklaşımlarına dair ortaya koyduğu haklı eleştirileri gölgelemektedir.

Ellen Meiksins Wood’un siyasal düşünceler tarihi literatürüne getirdiği toplumsal bağlam yaklaşımını özetledikten sonra bu yaklaşımın daha iyi anlaşılabilmesi için siyasal düşünceler tarihine farklı bir bağlamsal yorum getiren Cambridge Ekolüne ve Wood’un bu ekolün yorumlarına dönük eleştirilerine yoğunlaşabiliriz.

Toplumsal ve Metinsel Bağlam Yaklaşımları: Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım

Ellen ve Neal Wood’un siyasal düşünceler tarihini tarihsel bağlam üzerinden okumasına benzer bir yaklaşım geliştiren bir diğer ekol, başlıca temsilcileri Quentin Skinner, J.G.A Pocock ve John Dunn olan Cambridge ekolüdür. Cambridge ekolü temsilcileri de siyasal düşünceler tarihini belirli bir bağlam üzerinden okumakla birlikte Wood’dan farklı olarak sosyo-ekonomik/maddi (material contex) bir bağlamdan ziyade metinsel bir bağlamı ön plana çıkararak, incelemelerinde doğrudan doğruya metni esas alırlar. Bu noktada metinsel bağlamın literatüre ne gibi katkılar sunduğunu anlamak için Cambridge ekolünün klasik siyasal düşünceler tarihi yazınına ne gibi eleştiriler sunduğunu ortaya koymak yerinde olacaktır. Skinner ve arkadaşlarına göre klasik siyasal düşünceler tarihi yazını, aynı konunun yüzyıllar boyunca farklı düşünürler tarafından tartışıldığını varsaymaktadır. Bu eserler klasik yazında sürekli kendi içinde tutarlı görüldüğü gibi farklı dönemlerde aynı konuları ele alan eserler arasında da bir tutarlılık olduğu ön kabulünden hareket edilir. Cambridge ekolünün temsilcileri; kavramların, düşüncelerin ve metinlerin tarih boyunca hep sabit kaldığı ön kabulüne karşı çıkarlar. Onlara göre düşünürlerin ortaya koyduğu metinler, o metinlerde ortaya koydukları sorular ve bu sorulara getirdikleri cevaplar belirli bağlam içerisinde ve kendi özgünlükleri kapsamında değerlendirilmelidir. Oysa klasik siyasal düşünceler tarihi yazını, bu özgünlük ve tarihsel bağlamı göz ardı edip düşünürleri ve eserlerini belirli bir süreklilik, tutarlılık ve evrensellik içerisinde incelemektedir. Cambridge ekolü temsilcileri, tam da klasik yazının metinler arasında yaptığı bu süreklilik ve tutarlılık vurgusunu eleştirir.[9] Metinlere tarihsel bir önem atfeder ve bu özelliği itibariyle aslında Wood’un ortaya koymaya çalıştığı bağlama yaklaşır. Ancak Cambridge ekolünün metinsel bağlamını Wood’un toplumsal bağlamından ayıran ve bu ayrılma sebebiyle Wood’un Cambridge ekolüne yönelik eleştiriler getirmesine sebep olan belli başlı bazı özelikler de mevcuttur.

Burada Wood’un Cambridge ekolüne dönük eleştirilerini açmak, hem toplumsal bağlam yaklaşımının daha iyi anlaşılması, hem de bir diğer bağlamsal yorum olarak karşımıza çıkan Cambridge ekolünün yaklaşımıyla aralarındaki farkları görebilmek için etkili olacaktır.

Wood, Cambridge ekolünün klasik yazın karşısında getirdiği temel eleştirilere katılarak ekolün literatüre katkısını teslim eder ancak Skinner ve arkadaşlarının bu eleştirileri ortaya koyarken adeta bir “metin fetişizmine” kaydıklarını, tarihsel bağlamı dönemin toplumsal/maddi bağlamı üzerinden değil de metin ve düşünceler üzerinden kurduklarını, bunun da o metinlerin ve düşüncelerin olgunlaşıp ortaya çıkmasını sağlayan tarihsel sürecin göz ardı edilmesine yol açtığını savunur. Wood’a göre bu, anlamı itibariyle Cambridge ekolünün yaptığı bir düşünce tarihçiliğinden öteye gidememektedir. Düşüncenin verili kabul edilmesi, o düşünceyi açığa çıkaran toplumsal koşulların sönükleştirilmesini sağlamakta; Wood’un siyasal düşünceler tarihi okumalarının ana merkezinde yer alan “sınıf, devlet, mülkiyet” gibi kavram ve olgular ile bu olgular arasındaki ilişkiler Cambridge ekolü tarafından inceleme dışında tutulmaktadır. Bu noktada Wood’un Skinner’a yönelttiği somut eleştirilerden biri, Skinner’ın Türkçeye de çevrilen “Hobbes ve Cumhuriyetçi Özgürlük”[10] kitabına yönelik eleştirilerinde karşımıza çıkmaktadır. Wood’a göre, Skinner bu eserinde Hobbes’un yazdığı metinleri ve ortaya koyduğu siyaset felsefesini tarihsel bir bağlam içerisinde değerlendirmekle birlikte, dönemin tarihsel okumasını kral-parlamento ilişkisine sıkıştırmakta, parlamentoya yansıdığı haliyle temsil edilen sınıf çatışmasının toplumsal dinamiklerine değinmemektedir. Bu ise tarihsel gerçekliği olabildiğince sınırlamakta, tarihsel bağlamın önemini söylemden öteye geçirememektedir.[11]

Wood’un, Cambridge ekolünün düşünceler tarihi yaklaşımını ve metinleri adeta fetişleştirerek söylem üzerinden bir siyasal düşünceler tarihi okuması sunmasını Foucaultcu postmodern anlatılarla ilişkilendirmesi bu noktada önemlidir. Yukarıda açıkladığımız üzere, Wood’un eserlerine bütünsel açıdan yaklaştığımızda karşımıza çıkan ve onun siyaset teorisinin gelişmesinde önemli etkisi olan postmodernizm karşıtlığı, siyasal düşünceler tarihi çalışmalarına yönelmesinin de ana etkenlerinden biriydi. Bu hâkim anlatının Cambridge ekolünün yaklaşımına da tezahür ettiğini göstermesi ve bu bağlamda Skinner ve arkadaşlarını eleştirmesi, Wood’un çalışmaları içerisindeki tutarlılığı da bizlere göstermektedir.

Wood’un tarihsel bağlama yaptığı vurgu, tarihsel materyalist metodolojinin bir gerekliliği olarak o tarihsel süreçteki üretim ilişkilerine, sınıfsal konumlanışlara ve sınıf mücadelesine yönelik bir vurguyu kapsamaktadır.

Wood’un Cambridge ekolüne getirdiği eleştiriler zannımızca bir açıdan daha kıymetlidir. Wood’un, ağırlıklı olarak Skinner ve Pocock üzerinden ortaya koyduğu eleştirilerinde tarihsel bağlamın içeriğini de daha net bir şekilde ortaya koyduğu görülmektedir. Wood’un tarihsel bağlama yaptığı vurgu tarihsel materyalist metodolojinin bir gerekliliği olarak, o tarihsel süreçteki üretim ilişkilerine, sınıfsal konumlanışlara ve sınıf mücadelesine; bu sınıf mücadelesinin devletle olan gerilimli ilişkisine ve tüm bunların dönemin siyasal düşüncesini nasıl şekillendirdiğini anlamaya yönelik bir vurguyu kapsamaktadır. Dolayısıyla Wood, tarihsel süreçteki “sebepleri değil sonuçları” ortaya koyan parlamento, kraliyet, common law gibi olguları verili olarak kabul edip bunlar üzerinden bir analiz düzeyi oluşturmaktan ziyade bu olguları ortaya çıkaran somut maddi süreçleri tarihsel bağlamları içerisinde anlamaya çalışarak siyasal düşüncelerin gelişim sürecini açıklamaya çalışmıştır. Bu metodolojik ve epistemolojik yaklaşım, Cambridge ekolünün ortaya koyduğu metinsel bağlam yaklaşımının sınırlılıklarını genişlettiği gibi, o metinlerin hangi toplumsal dinamikler sonucu oluştuğunu ve hangi tarihsel kırılmalara karşılık yazıldığını anlamamızı sağlamaktadır. Bu noktada Wood’a yöneltilen “metinleri yok saydığı” veya “dikkate almadığı” bir nevi “tarihselliği öneminden fazla fetişleştirdiği” gibi eleştirileri de değerlendirmek gerekmektedir. Siyasal düşüncelerin toplumsal tarihi eserinin her iki cildinde de rahatlıkla görebileceğimiz gibi Wood, siyaset teorisyenlerinin metinlerini analiz düzeyinin dışında tutmamaktadır. Aksine metinlerin önemini açığa çıkarmak için onların hangi şartlarda ve “neye karşı” yazıldığını göstermeye çalışmaktadır. Kitabının kimi bölümlerinin başlığı dahi düşünürlerin eserlerinden ismini almaktadır.[12] Dolayısıyla Wood’a yönelik bu eleştirilerin pek dayanaklı eleştiriler olmadığını söyleyebilmek mümkündür. Burada dikkate değer eleştirilerden biri, metinleri tarihsel bağlam içerisinde değerlendirmenin metinler arası sürekliliğin veya günümüze taşınan anlamlarının hiç mi olmadığı sorusu üzerinden yöneltilebilir. Wood’un her düşünürü ve metni ortaya çıktıkları o tarihsel koşullar üzerinden açıklamaya çalışması, evrenselleştirme ve siyasal düşüncelerin birikim yoluyla günümüzdeki değer ve anlamlarını yaratabildiklerini göstermesi bakımından eksik kaldığı gerekçesiyle eleştirilebilir.

Her halükârda Wood’un çalışmasıyla ortaya koyduğu tüm bu tartışma ve eleştirel-alternatif bir siyasal düşünceler tarihi okuması, literatüre dair paradigmaların ve genel-geçer siyaset teorisi okumalarının köklü bir eleştirisini bizlere sunmaktadır. Bu sunum da tüm içeriksel zenginliğini bir kenara koyduğumuzda dahi, sorduğu sorular ve getirdiği eleştirellik düzeyiyle takdiri ve üzerine daha fazla düşünmeyi hak etmektedir.

Kaynakça

  1. Akbulut, Örsan Ö. (2021), E.M Wood: Bağlamın Maddiliği, Birgün Gazetesi, 17.01.2021, bağlantı linki için: https://www.birgun.net/haber/e-m-wood-baglamin-maddiligi-330694
  2. Öztürk, Armağan (2020), Siyasal Düşünceler Tarihi ve Tarih Yazımı Sorunu, Düşünbil Dergisi, Mart.
  3. Patriquın, Larry (2012), “Social and Polıtıcal Thoutgh”, The Ellen Meiksins Wood Reader, Boston: Brıll, Chapter 4
  4. Skinner, Quentin (2018), Hobbes ve Cumhuriyetçi Özgürlük, Ankara: Dost Kitapevi, 2018
  5. Skinner, Quentin (1969), “Meaning and Understanding in the Hıstory of İdeas”, Hıstory and Theory, 8 (1).
  6. Wood, Ellen Meiksins (2017), Yurttaşlardan Lordlara eskiçağdan ortaçağa batı siyasal düşüncesinin toplumsal tarihi, İstanbul, Yordam Yayınları.
  7. Wood, Ellen Meiksisns (2016), Özgürlük ve Mülkiyet, Rönesans’tan Aydınlanma’ya Batı Siyasi Düşüncesinin Toplumsal Tarihi, İstanbul: Yordam Yayınları.
  8. Wood, Ellen Meiksins (2018), Sınıftan Kaçış: Yeni Hakiki Sosyalizm, İstanbul, Yordam Yayınları.
  9. Wood, Ellen Meiksins (2002), The origin of capitalism, verso books.
  10. Wood, Ellen Meiksins (2017), Kapitalizmin Arkaik Kültürü eski rejimler ve modern devletler üzerine bir deneme, İstanbul, Yordam Yayınları.
  11. Wood, Ellen Meiksins (2016), Kapitalizm Demokrasiye Karşı, İstanbul: Yordam Yayınları.
  12. Zabcı, Filiz (2016), Ellen Meiksins Wood ve Siyasal Düşüncenin Toplumsal Tarihi, Mülkiye Dergisi, 40 (2), 143-152.

[1] Ellen Meiksins Wood, Sınıftan Kaçış: Yeni Hakiki Sosyalizm, İstanbul, Yordam Yayınları, 2018

[2] Ellen Meiksins Wood, The origin of capitalism, verso books, 2002

[3] Ellen Meiksins Wood, Kapitalizmin Arkaik Kültürü eski rejimler ve modern devletler üzerine bir deneme, İstanbul, Yordam Yayınları, 2017

[4] Ellen Meiksins Wood, Kapitalizm Demokrasiye Karşı, İstanbul, Yordam Yayınları, 2016

[5] Armağan Öztürk, Siyasal Düşünceler Tarihi ve Tarih Yazımı Sorunu, Düşünbil Dergisi, Mart 2020

[6] Postmodernist ve postyapısalcı ana akım siyaset okumalarının siyasal düşünceler tarihindeki belli başlı düşünürler ve bu düşünürlerin metinleri üzerindeki ideolojik temelli çarpıtmaları Wood’u siyasal düşünceler tarihini tarihsel materyalist yöntemle inceleme arayışına itmiştir. Bu temel sebep dışındaki tali nedenlere değinen yorumlar için Filiz hocanın marksizmdeki siyaset teorisi boşluğuna ve Ellen Wood’un eşi Neal Wood’un vefatı dolayısıyla kurduğu nedenselliklere bakılabilir: Filiz Zabcı, Ellen Meiksins Wood ve Siyasal Düşüncenin Toplumsal Tarihi, Mülkiye Dergisi, 40 (2), 143-152.

[7] Ellen Meiksins Wood, Yurttaşlardan Lordlara eskiçağdan ortaçağa batı siyasal düşüncesinin toplumsal tarihi, İstanbul, Yordam Yayınları, 2017, s.26

[8] Örsan Ö. Akbulut, E.M Wood: Bağlamın Maddiliği, Birgün Gazetesi, 17.01.2021, bağlantı linki için: https://www.birgun.net/haber/e-m-wood-baglamin-maddiligi-330694

[9] Ouentin Skinner, “Meaning and Understanding in the Hıstory of İdeas”, Hıstory and Theory, 8 (1), 1969, s. 3-53

[10] Quentin Skinner, Hobbes ve Cumhuriyetçi Özgürlük, Ankara: Dost Kitapevi, 2018

[11] Larry Patriquın (der.), “Social and Polıtıcal Thoutgh”, The Ellen Meiksins Wood Reader, Boston: Brıll, Chapter 4, s.142

[12] Örnek bölümler için bknz: Ellen Meiksins Wood, “Platon: The Republıc”, Yurttaşlardan Lordlara, İstanbul: Yordam Kitap, 2017, s.77, “Stateman and Laws”, s.87, “Aristoteles: Polıtıcs”, s. 100

(Visited 643 times, 1 visits today)
Close