“Tutunamayanlar” dizisinin bu ilk söyleşisinde Beşiktaş’ta bir barda çalışan sualtı arkeoloğu ile birlikteyiz. Ekibimizden Ömer Baysan ve Ertuğrul Atlı’nın söyleşisini soundcloud hesabımızdan da dinleyebilirsiniz.
***
Merhaba, bize kendinden bahsedebilir misin?
Gebze’liyim. Ailem Gebze’de. 1991 doğumluyum, Kartal’da doğdum İstanbul’da. Liseyi Gebze’de okudum, üniversiteyi İstanbul Üniversitesi’nde. Arkeoloji Bölümü’ne girdim. Biraz uzatmalı olarak 7 yılda Arkeoloji’nin lisansını bitirdim. Yüksek bir ortalamayla bitirdim. Sonra hemen akabinde yüksek lisansa başladım. Bir buçuk senede de yüksek lisansı bitirdim. Tezimi yüksek lisansın ilk dersini alırken yazmaya başlamıştım. Sualtına yöneldim yüksek lisansımda. Dalgıç oldum, sualtı kazısına katıldım.
Sualtı arkeolojisi diye bir bölüm mü var?
Sualtı arkeolojisi diye bir bölüm var ama ben sualtı arkeolojisi diye bir bölümde yapmadım bunu. Yine arkeolojide yaptım yüksek lisansımı ama konum sualtıydı tezimde. Hocalarım bu konuda kendilerini çok geliştirmedikleri için sıkıntılı bir tez aşaması oldu benim yaptıklarımı kabul etmek zorunda kaldılar. Tabi dışarıdan birkaç danışmanla konuştum, çalıştım. İlk önce karada çalıştım. Bu süreçte de kadro bekliyordum çünkü uzun süreli çalıştım kazılarda.
Akademide kadro bekliyordun?
Akademide kadro bekliyordum ama açılmadı. Bilecik’te bir kadro olacaktı, ama oraya da ben gitmek istemedim Bilecik’te hayatımı sürdürmek istemediğim için. Başka hocalarla çalışmaya başladım ama hepsinde benzer bir sonuçla karşılaştım. Kadro vaadiyle çalıştık ama hepsi sonra vazgeçti, açılmadı, açtıramadılar.
Şimdi ne yapıyorsun? Çalışıyor musun?
Şimdi ne yapıyorum, şu an çalışıyorum üç senedir bir barda çalışıyorum, Abbas’ta. Garsonluk yapıyorum. Ortalamanın biraz üstünde kazanıyorum ve ihtiyacım da var, o yüzden bırakamadım orayı. Yani orada çalışmaya devam ediyorum ama bir taraftan da kendi işimle ilgili projeleri de kovalıyorum, onlara katılmaya çalışıyorum, katılıyorum da… Ama düzenli olarak yapamıyorum bu işi. Bir taraftan dalgıç eğitmenliğini kovalıyorum farklı bir iş olarak daha nitelikli bir iş alanı olarak onu tercih ediyorum. Teknik dalgıç olarak çalışmak istiyorum. Onun için de biraz para biriktirmeye çalışıyorum ama bu şartlar altında pek kolay olmuyor. O yüzden çalıştığım yere de biraz bağımlıyım bu hususta.
Kendi alanınla ilgili iş arayışın hala devam ediyor herhalde?
Hala devam ediyor.
Son dört hafta içerisinde bir yere başvurdun mu? Bilmiyorum nasıl iş başvurusu yapılıyor sizin alanda?
Hayır başvurmadım. Şu şekilde oluyor: haberin olması lazım bağlantın olması lazım. İlan verilmiyor genel olarak verilen ilanlar da kişiye özel verildiği için hemen kapanıyor. Öyle bir durum var. Birazcık bağlantı işi, haber geliyor, “burada ihtiyaç var katılabilir misin, katılamaz mısın?” diye ama o da pek sık olmuyor zaten akademide bulunmadığın müddetçe -kadrolu ya da kadrosuz- bu tür projelere senden önce hep başkaları dahil olmuş oluyor.
Sence arkeoloji alanında iş bulamamanın sebebi ne? Kadroların birilerine ayrılmış olması mı yoksa başka etkenler de var mı?
Yeteri kadar kadro yok. Lakin şöyle bir ayrıntı da var: Sanırım bazı sosyal ilişkileri doğru kurmak gerekiyor. Hocalarla doğru iletişimi kurmak, belli kalıpların içerisinde hareket etmen gerekiyor. Bunları becerebilmen önemli. Bunları becerebildiğin zaman tutunabiliyorsun. Bir de şöyle bir durum var. Fazlasıyla boş vaktin olmalı, çalışmayıp akademide, hocaların yanında uzun zaman boyunca, senelerce bulunmalısın ki hocalar sana kadro açıldığında şey yapabilsin. Bunu yapabilen insanlarla çalışmayı tercih ediyorlar. Bir ekonomik gelirinin, aileden ya da dışarıdan gelirinin olması gerekiyor. Çalışmadan paran olması gerekiyor ki hocalarının yanında ücret almadan kalabilesin aylarca ya da yıllarca. Bunu istiyor hocalar o yüzden geride kalıyorum bu hususta.
Üniversite okurken bir hayalin var mıydı, mezun olduğunda yapacaklarına dair?
Vardı, hala var.
Peki şu an o hayaline ne kadar uzaklıktasın?
Çok belirsiz, yani dışarıdan beklediğim birtakım destekler var. Bunlar olduğu zaman çok hızlı dahil olabilirim yani birkaç ay içinde tekrar dönebilirim ya da senelerce bunu kovalayabilirim, emin değilim.
Arkeolojiden uzaklaştığın ve bir barda çalıştığın bu sürecin sana bir bedeli oldu mu?
Mali bir bedeli de psikolojik bir bedeli de var. İşimi yapabilseydim, şu an çok daha fazla para kazanıyor olacaktım: bu mali bedeli. Psikolojik bedeli: bölümü çok severek okudum, dediğim gibi başarılı da bir öğrenciydim. Yani not ortalamam da yüksekti. Yaptığım çalışmaların sayısı da fazla. Başarılı bir şekilde bitirdim hepsini ya da kadro olmadığı için, bireysel problemler yüzünden ayrıldım.
Psikolojik bedeli çok ağır, kendimi geliştiremediğim, tıkandığım bir nokta barda çalışmak. Yine de çabalıyorum, entelektüel anlamda kendime bir şeyler katmaya çabalıyorum ama yeterli olmuyor. Kendi alanımda çalışsaydım çok daha farklı olacaktı bu. Psikolojik ağırlığı fazla. İş yorucu, gürültülü, stresli bir iş. Arkeoloji öyle değil. Fiziksel olarak çok yorucu olmasına rağmen ruhen çok dinginleştirici, çok geliştirici bir etkisi var.
Ailenin bu süreçte sana baskısı oluyor mu?
Ailemin baskısı yok ama aileme destek olmak zorundayım. O yüzden parasız kalıp bir şeylerle uğraşabilecek bir zamanım yok kendi adıma. Para kazanmak zorundayım sürekli. Tek başıma olsaydım böyle bir mecburiyetim olmayacaktı ya da daha az olacaktı. Başkasından da sorumlu olduğum için dolaylı yoldan bir etkisi var. Bizzat baskı oluşturmuyorlar. Onlar da desteklemek isterlerdi beni.
Teşekkür ederiz dosyamıza sunduğum katkı için.
Ben teşekkür ederim iyi çalışmalar dilerim.