Written by 12:47 Çeviri

Alman Basınında Nazizmin Yükselişinin İzleri III: Öğrenciler Neden Aniden Sağa Kaydı? – 28 Kasım 1929

Ekin Bayur çevirdi…

Ekin Bayur, 28 Kasım 1929 tarihli Frankfurter Allgemeine Zeitung’da yeniden yayımlanan “Warum sind Studenten plötzlich rechts?” başlıklı yazıyı Türkçeleştirdi.

Çeviriye Önsöz

Nazi rejimine giden süreçte “Hitler Gençliği”[i] ve Nazilerin üniversite yapılanmalarının önemi hep vurgulanmıştır. Her ne kadar Hitler Gençliği üyelerinin yaşlarının 10-18 arası değişmesi sebebiyle tam anlamıyla bir özgür iradeden bahsedemesek de, üniversite yapılanmalarının çok hızlı bir şekilde büyüyerek üniversiteleri bir bakıma ideolojik olarak işgal etmesi şaşkınlıkla karşılanmış Almanya medyası tarafından.

Umutsuzluk, vaat edilenlerin yetersizliği, devletin Birinci Dünya Savaşı’nın getirdiği ekonomik ve sosyal sorunlarla başa çıkamaması gibi sebeplerle aşırıcılığa/radikalizme çekilen öğrencileri anlatan bu yazı günümüz araştırmalarıyla karşılaştırılınca elbette yüzeysel. Ancak yazıda, öğrencileri dışlamak ve marjinalize etmek yerine devletin yetersizliğinden ve değişim ihtiyacından bahsedilmesi dikkate değer. Bu uyarıların ne kadar yerinde olduğunu, genellikle üniversitelerde olması beklenen savaş ve Nazi rejimi karşıtı hareketlerin sayıca çok az olmasından anlayabiliyoruz.[ii]


Öğrenciler neden aniden sağa kaydı?

Berlin’de aşırı sağcı öğrencilerin yaptıkları yürüyüşler devleti öfkelendirdi. Ancak suçlanması gereken gençler değil; modası geçmiş, kendini acilen yenilemesi gereken sosyal demokrasi.

Öğrencilerin delirdiğine inanmıyoruz. Bu, o kadar çabuk olacak bir şey değil; ancak, tehditkâr bir gelişmenin ilk işaretlerini gördüğümüz kesin. Berlin’deki ayaklanmaların görgü tanıkları bize sadece on kişinin “Yahudiler dışarı” diye bağırdığını ve diğerlerinin de oldukça ilgisiz olduğunu söyledi. Fakat ayaklananları engellemediler ve onlarla aynı fikirdelerdi.

Frankfurt Nasyonal Sosyalist öğrenci grubu, üniversiteye karşı inanılmaz bir küstahlık yaptı ve bu nedenle grubun üniversitede yasaklanması gündeme geldi. Ancak Nasyonal Sosyalistlerin önemli ismi Weimarlı Dr. Ziegler’in[iii] de konuşma yaptığı grubun toplantıları giderek kalabalıklaştı.

Bu gençliği kınamanızı önermiyoruz. Egemen jenerasyonun bugün soyutlanmış insanları ve halkları bu durumdan çıkarmak ve enerjilerinin sönmesini durdurmak için elinden geleni yaptığını söyleyemeyiz. Bu sırada, tüm bunları anlamayan ve önceden üstesinden gelinen aptallığa eğilimli bir nesil tekrar büyüdü.

Bu hoşnutsuzluk, devrimci bir görünüm aldığı takdirde gericiler tarafından kötüye kullanılabilir.

Aksine: gençler genellikle doğru giden çok az şey olduğunu düşünüyorlar. Belli etmeseler de, süregelen pasiflikten memnun değiller. Bu hoşnutsuzluk, devrimci bir görünüm aldığı takdirde gericiler tarafından kötüye kullanılabilir.

Bu garip istismar olasılığı özellikle üniversitelerde yüksek. Atmosfer, öğrenci birliklerinin çatışmasıyla zehirleniyor. Prusya Öğrenci Birliği iki yıl önce Prusya Eğitim Bakanı tarafından feshedilmek zorundaydı çünkü çatı örgütleri “Alman Öğrenci Birliği”, Avusturya’da sadece Aryanları kabul eden Avusturya-Alman Öğrenci Birliği ile birleşmişti. Avusturyalılar, bu duruşlarını değiştirmek konusunda ikna edilemedi.

Alman Öğrenci Birliği, devletle anlaşmasında “Büyük Alman Yapısı[iv]” fikrini tercih etti. Dağınık Prusya Öğrenci Birliği yerine, resmi hakları olmayan “Özgür Öğrenci Birlikleri”ni kurdu. Büyük birlik derneklerinin yanı sıra bir grup serbest öğrenci, yeni kurulan bu mücadele derneklerine sadık kalmak zorunda hissediyor.

Cumhuriyetin düşmanlarının, özellikle de Nasyonal Sosyalistlerin mevcut durumdan en büyük kazancı elde ettikleri konusunda bir şüphe yok.

Bize gelen bazı mektuplar, birlik öğrencilerinin büyük çoğunluğunun bugün hala Cumhuriyetçi olduğunu vurgulamaktadır. Sadece Prusya Cumhuriyeti’nin mevcut temsilcilerine karşı bir öğrenci çatışması vardı. Ancak cumhuriyetin düşmanlarının, özellikle de Nasyonal Sosyalistlerin mevcut durumdan en büyük kazancı elde ettikleri konusunda bir şüphe yok. Durum yeterince ciddi.

Eğitim Bakanı’nın geri adım atması ve Prusya Öğrenci Birliği’nin tanınması mümkün değil, zira devlet otoritesi tehlikede. Şu an uygulanacak bir zikzak politikası gençleri etkilemez. Prusya Devleti bu birliği iyi nedenlerle yasaklamaya karar verdi. Avusturya anti-semitistleri ile tek taraflı federal işbirliği gerçekten de bir skandaldı ve bitmesi çok iyi oldu. Ancak bu burada bitmemeli, öğrenci birliğinin daha fazla yabancılaşmasını önlemek için daha çok çalışma yapılmalı.

Genç neslin eski nesille çatışması her zaman kötü bir şey olmak zorunda değil. Bu, enerji toplamalarını, eski görüşleri reddetmelerini ve söylemek istediklerini daha etkili bir şekilde söylemelerini sağlar. Daha derine inerseniz, sosyal demokrasi ve öğrenciler arasındaki huzursuz çatışmaya rastlarsınız.

Sosyal demokrasinin savaş öncesi fikirlere bağlı kalma eğilimi var. Halen günümüz öğrencilerinde dünün ayrıcalıklı gençliğini görmeyi hayal ediyor.

Sosyal demokrasi cumhuriyet cephesindeki en güçlü parti. Ne yazık ki, sosyalizmi yeniden düşünme süreci gerçekten zor. Sosyal demokrasinin savaş öncesi fikirlere bağlı kalma eğilimi var. Halen günümüz öğrencilerinde dünün ayrıcalıklı gençliğini görmeyi hayal ediyor. Günün sonunda ise, parlak bir geleceği olmayan, mücadele etmek zorunda olan günümüz öğrencisi ile uzlaşması gerekiyor.

Sosyal demokrasi de temelinde olan ideolojik argümanlardan daha akıllı ve daha pratik görüşler kazanmıştır. Bugünün öğrencisi, üst ve alt arasındaki ilişkiyi ve yalnızca yeteneklilerin yükselişini mümkün kılan bir görüşe eğilimlidir. Öğrenci, bugün çok önemli hale gelen ‘yeni orta sınıf’a aittir.Cumhuriyette her zaman proleter melodiyi, çalışan Almanya’nın harmonisini duyacaksınız.

Fakat öğrenciler çoğunlukla proleter sayılmaz, değil mi? İşte burada düşünsel güce hakkını vermemiz gerekir. Nasyonal Sosyalizm başarısını, güvenilemez ve demagojik bir propaganda da olsa böyle bir senteze borçludur.[v] Weimar eğer öğrencilere tüm kapıları kapatırsa, çok daha fazlası geliyor demektir.

Öğrenciler artık geçmişin yaşam formlarının kalıntılarında yaşamak istemiyor. Hak ettikleri işleri onlara “çalışan Almanya” ideolojisi sağlayacaksa, onun yanında duracaklar.

Öğrenciler artık geçmişin yaşam formlarının kalıntılarında yaşamak istemiyor. Hak ettikleri işleri onlara “çalışan Almanya” ideolojisi sağlayacaksa, onun yanında duracaklar. Bu yüzden modern demokrasinin gözden geçirilmiş görüşleri, liderlik talepleri ve dış politikasının aktifliği, öğrencinin dikkatine canayakın ve ikna edici bir şekilde sunulmalıdır.

Bütün bunların yapılması mümkün, geçmişte başarıldı. Ama bu sefer, eskisinden daha farklı, daha yoğun bir şekilde yapılması gerekiyor.


[i] “Hitler Gençliği” Hitler tarafından 1933 yılında, genç erkekleri Nazi ilkelerine göre yetiştirmek amacıyla kurulmuş bir organizasyon, 1936 yılında ise resmi olarak devlet kurumu haline gelmiş. Nazi hareketinin büyümesindeki etkisi ve ayrıntılı bilgi için: https://www.britannica.com/topic/Hitler-Youth

[ii] Üniversitelerdeki rejim karşıtı hareketlerin en önemlilerinden biri Beyaz Gül hareketi. Nazi rejiminin merkezi sayılabilecek Münih’te, Ludwig Maximillians Üniversitesi’nde Hans ve Sophie Scholl kardeşler tarafından başlatıldı. 18 Şubat 1944’te faşizm karşıtı broşürler dağıttılar, 22 Şubat 1944’te, 4 gün gibi kısa bir sürede yakalanarak infaz edildiler.

https://www.dw.com/en/sophie-hans-scholl-remain-symbols-of-resistance/a-16605080

[iii] Hans Severus Ziegler. Yazar, gazeteci, müzisyen. Nazi Partisinde en ırkçı olarak bilinen gruptan olan Ziegler, aynı zamanda Alman Kültürü Militan Birliği liderliği de yapmıştır. Nazi “kültür ve müzik” anlayışının önde gelenlerinden biriydi.

[iv] Büyük Almanya (Grossdeutschland): Habsburg İmparatorluğu’nun dağılmasıyla günümüzdeki Avusturya topraklarının akıbeti hakkında birçok tartışma yaşandı. Bu tartışmalardaki taraflardan biri de üniter ve büyük Almanya’yı savunanlardı. Bu grup, Avusturya topraklarının da Almanya’ya dahil edilmesi gerektiğini savunuyordu, çünkü “hiçbir Alman toprağı Alman olmayanların kontrolünde olmamalı”ydı. Bu fikir, Avusturya’da da popülerdi.

[v] Burada bahsedilen, öğrencileri ve yeni orta sınıf diyebileceğimiz sınıfı, işçi sınıfı ile ortak bir amaç uğruna birleştirme başarısıdır. Sınıf farkı yerine ırk birliği ve ekonomik zorluklar üzerinde durulmuştur.


Ekin Bayur

1995’te İstanbul’da doğdu. 2019’da Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. Sabancı Üniversitesi Çatışma Analizi ve Çözümü yüksek lisans programında öğrenimine devam etmektedir.

Çatışma, Ortadoğu, feminizm ve din üzerine çalışmakta olup Gergedan Dergi’de bu alanlarda yazılar yazmaktadır.

(Visited 261 times, 1 visits today)
Close